Bu hafta sonu Cem ve Masha şehir dışında işleriyle ilgili konferanslara katıldıklarından Maya, Özüm ve Andrew’lerde kalacak. Maya buna çok alışık, hemen her haftasonu bu şekilde beraber oluyorlarmış. Biz de çocuğu ritüelini bozmayalım dedik ve zaten haftasonu planlanan programlarında beraber olacağız: Cumartesi hayvanat bahçesi ve Pazar bir kapalı minik lunapark!

Cumartesi öğleye doğru Andrew ve Özüm bizi Cem’lerin evinden alıp Salt Lake City Hayvanat Bahçesi’ne götürdüler. Hava serin ve parçalı bulutlu olmasına karşın Salt Lake City’liler çok rağbet göstermişler, giriş epeyce kalabalıktı. İlginç olan hava güneşli olmasına karşın oldukça serindi ama maşallah buralılar tiril tiril. Bazen hızlanan rüzgarla çevreki dağların soğuğu hemen hissediliyordu. Biz paltolarla atkılarla iyice sarındık, Maya’yı da sürekli kolluyoruz. Aslında bu işi Özüm ve Andrew tam hakkıyla yapıyorlar. Zaten Maya da onların sözünü çok güzel dinliyor. Yani aralarında öyle güzel bir uyum var ki, biz çoğunlukla onları seyrediyoruz. Ben de bol bol fotoğraflarını çektim.

Salt Lake City Hayvanat Bahçesi’nin öyle ahım şahım olağanüstü bir özelliği yok. Klasik bir hayvanat bahçesinden beklediklerinizi görüyorsunuz. Çok zengin bir hayvan çeşitliliği yok, ama az da değil. Yani mesala deve yok ama deniz aslanı var. Fil, gergedan, aslan, kaplan, keçi, kurt çeşitli hayvanlar, kendinlerine göre tasarlanmış ortamlarında, kafes veya tel arkasından ziyaretçilere seyrettiriliyor. IMG_2237

Ben en çok fok ve beyaz ayı bölümlerini beğendim. Beyaz ayı çok güzel tasarlanmış açık ve kapalı alanlarında  bir mahpus gibi asabi asabi gezinirken, foklar yarısı su içine yerleştirilmiş büyük bir kayanın çevresineki göletlerde neşeyle yüzüyor gibiydiler. Kuşkusuz bu görünüşte böyle, yoksa hepsinin aslında biz insanların tutsağı olduğunu biliyoruz! IMG_2231

Şimdi Salt Lake City  Hayvanat Bahçesi’nde ilginç bulduğum bir gözlemimi aktaracağım. Herşeyden önce ilk dikkatimi çeken, burada hayvanlardan çok ziyaretçilerin konforuna dikkat edilmiş olması. Heryerde insanların rahat edebilmeleri için herşey düşünülmüş. Öncelikle mekanın bir çok yerinde çok zengin yeme içme noktaları var. Ayrıca ziyaretçilerin yorulunca dinlenecekleri oturma ortamları ve hayvanları rahatlıkla izlemeleri için çok konforlu seyir tasarımları yapılmış.

Ziyaretçilerin konforlarına ilginç örnek olarak, bazı açık izleme noktalarında serinlik için büyük vantilatörler koyduklarını söyleyebilirim. Bazı yerlede de aksine ısıtmalar gördüm. Yani öncelikle ziyaretçiler rahat ettirilmeye çalışılmış. Ayrıca ABD’de artık iyice alıştığımız, çocukların eğlenmesine ve bilgilenmesine yönelik düzenlemelerin burada da çokça yer alması. Her ortamda öncelik daima çocuklarda. Hatta yorulduklarında onları taşıyacak minik tekerlekli arabalar bile hazırlamışlar. Biz de, daha doğrusu çoğunlukla Andrew, Maya’yı gezdirdik böyle bir araba ile.

Son olarak bir noktayı da belirtmeden geçemeyeceğim. Bunu Andrew ile bir süre tartıştık. Bence hayvanat bahçeleri artık kapatılmalı! Zira ne kadar rahat ettirilmeye çalışılsa da buradaki tüm hayvanlar tutsak. Onun için mutsuz ve bezgin duruyorlar. Hele buradaki iki beyaz kurtu koydukları kümes, içler acısıydı. O hayvanlar ki, doğal ortamlarında güne en az 40-50 km yürürler av bulabilmek için!

Günümüzün Sinema(IMAX), TV ve görsel bilgisayar olanakları o kadar muhteşem (Örneğin 3D) görüntüler sunabiliyor ki, hayvanat bahçelerinden çok daha güzel izleme yaratılabilir. Benim önerim, mevcut hayvanat bahçelerindeki yerlerinde hayvanların maket ve videoları ile yetinilsin. Böylece ziyaretçiler güzel havalarda eskisi gibi gezip bir şeyler çöplenebilir ve çocuklarını da hayvanlarla görsel olarak tanıştırabilirler. İlle de canlı olarak görmeleri de eksik kalsın!

Salt Lake City  Hayvanat Bahçesi’nde çektiğim fotoğraflardan seçtiklerimi aşağıdaki albümde  izleyebilirsiniz.

Not: Aşağıdaki fotoğrafları herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.