Önce toplantı salonunda bir tören yapılarak lisans anlaşması dokümanları karşılıklı olarak imzalandı ve ardından yemek salonuna geçildi. Özel Misafirhanenin her yeri gibi yemek solonu da oldukça görkemli düzenlenmiş. Yemek masası U şeklinde hazırlanmış ve Petkim Genel Müdürü ve Mitsui Lisans Departmanı Genel Müdürü U şekline göre alt kısımda diğer zevat da U’nun kolları şeklinde masaya oturdular. Yani Genel Müdürleri herkes rahatça görebiliyor ve tabi onlar da bizi. Ben de en sondaki yerimi almış vaziyette yemekleri bekliyoruz.
Yemek masasında herkesin önünde şahane bir ordöv tabağı var ve ana yemek de balık. Bir yandan balıklar servis ediliyor bir yandan da garsonlar katılanlardan ne içeceklerini not ediyorlar. Bizim Genel Müdür Mitsui Genel Müdürüne şarap tavsiye etti, konuk da kabul etti. Sonra diğerleri de içeceklerini yazdırıyorlar garsonlara, kulak veriyorum hep kola diyorlar. Malüm öğle vakti ve mesai içi olduğundan olacak bütün Genel Müdür Yardımcıları, Müdürler ve Müdür Yardımcıları ağızbirliği etmişçesine asla alkol almıyorlar ve kolaya talim!
Sıra bana geldi, şef garson da çok iyi görüştüğümüz Hüseyin Doğan. “Ne içeceksin Abi?” dedi bana. Dedim ki: “Yav Hüseyin, bu güzel mezeler ve balıkla şimdi kola mı içilir? Yazık olmaz mı bu balığa, yanında şarap içmeden?”. Hüseyin duraksamadan beni teşvik etti: “İç Abi yaa”. Ben de bunu bekliyormuşum, hemen “Tamam Hüseyin, ben de şarap içiyorum” dedim.
Şimdi buraya kadar fazla bir şey yok. Ama ne zaman içki servisi yapıldı o zaman tuhaf bir durum oldu. Zira Genel Müdürler şerefe kadeh kaldırınca bütün Genel Müdür Yardımcıları, Müdürler ve Müdür Yardımcıları kola bardakları ile kalırken bir tek masanın en sonundan ben kadeh kaldırıyorum. Petkim Genel Müdürü Petkim dışından yeni atanmış bir kişi idi, sanırım henüz herkesi çok iyi tanımıyordu, ve tabi ki beni hiç tanımıyor doğal olarak. Arada benim tarafa bir göz atıyor ama bir tanışıklık kuramıyor.
İş bununla kalsa çok göze batmayacak. Ancak bizim Hüseyin elinde şarap şişesi Genel Müdürlerin kadehlerinde şarap biraz eksilince hemen tamamlıyor ve sonra bütün Genel Müdür Yardımcıları, Müdürler ve Müdür Yardımcılarının arkasından geçerek gelip benim kadehimi de dolduruyor. Bu ritüel yemek boyunca devam etti. Bir süre sonra ben hesabı karıştırdım ve ne kadar şarap içtiğimi bilemedim. Ama o güzel mezeler ve balıkla doğrusu çok enfes bir öğle yemeği yemiş oldum.
O güzel yemeği ve şarap ritüellerini yapan Hüseyin’i hiç unutmadım. Yıllar sonra Petkim dışında her karşılaştığımızda o günü hatırlayıp güleriz.
Yarasınmmm, Şinasi Hocam.
Afiyet olsun.
Obur şey! Nolucak..