Foça Çanak Sitesi’nden arkadaşımız, Ankara’da ikamet eden Ali Gündoğan’ı “İzmirli” yapma projemizin bir aşaması olan Mahmut Dağı Zirve etkinliğini, Aile Dostumuz Ayhan Yörük rehberliliğinde, Yaşgünü olan 15 Ekim’de gerçekleştirdik. Güneşli ve hafif rüzgarlı bir havada güzel bir tırmanış oldu; 3.5 saatte Yukarıkızılca’dan 1403 metredeki Mahmut Dağı gözetleme kulesine ulaştık. Dönüş yolundaki mola yerinde, saç kavurma ve biralarla Ali’yi yeni yaşında ilk zirvesinde kutladık.

Pazar günü de Petkim Trek’deki arkadaşlarımla yapacağımız doğa yürüyüşüne katılmayı göze alarak Ali Gündoğan’ın yaşgünü olan 15 Ekim Cumartesi sabahı, Foça Çanak Sitesi’nden Ayhan’nın kaptanlığındaki araçla 7:35’de yola koyulduk. İzmir’deki evinden saç kavurma malzemelerini de araca yükledikten sonra Kemalpaşa Yukarıkızılca köyüne yöneldik.

İlkbahar havası tadında güneşli bir gün başlamıştı ve bu güzel hava harika bir etkinlik olacağının ilk belirtileriydi. Köye yaklaşırken Mahmut zirvesi rüzgarın taşıdığı bulutlarla kaplıydı. Ancak, oraya vardığımızda pırıl pırıl açık bir manzarayla karşılaşacağımızı biliyorduk Ayhan’la. Ali ise ilk defa bir dağcılık etkinliği yaparak zirve heyecanı yaşayacaktı.

Yukarıkızılca meydanındaki muhteşen çınarın dibinde, köyden satın aldığımız simitlerle güzel bir kahvaltı yaptık. Herhalde suyundan olacak buraki çay ve kahveler çok enfes; yedikçe yiyesin, içtikçe içesin geliyor. Sabah evde kahvaltı yaptığım halde, ikincisini de iştahla mideme indirdim!

Henüz erken olduğundan ve Mahmut Dağı meraklıları genelde Pazar günlerini tercih ettiğinden, ortalık epeyce sakindi. Saat 10:30’da meydana bitişik tarihi taş caminin fotoğraflarını çektikten sonra yürüyüşe başladık. Yukarıkızılca’da beton binaların çoğalması ile eski kerpiç evler epeyce azalmış, ama gene de o bildiğimiz klasik Ege köyleri dokusu fazla değişmemiş.

Köyün Güney çıkışındaki Saklı Cennet dedikleri ağaçlı tepecikteki lokantalı mesire yerini geçtikten sonraki yol ayrımında dağın fotoğrafını çekerken, zirvedeki gözetleme kulesi çok uzakta ve yükseklerde duruyor duygusu veriyordu.

Ayhan kahvede hangi rotadan çıkmayı istersiniz diye sorduğunda, uzun çıkış kısa iniş olsun demiştim. Zira iniş kısa olursa son yıllarda zaman zaman problem yaratan sol dizim daha az zorlanır diye düşünmüştüm. Zira her ne kadar Mayıs ayından beri Foça’da her sabah 6-9 km yürüyüşler yaparak yazı nispeten formda kapatmış olsam da, Mahmut zirve etkinliğinin 1400 metrelere varan tırmanış rotaları ve inişi ile zorlu bir parkur olduğunu biliyordum.

Yol ayrımından sağa kıvrılarak zirveye göre sağ taraftaki ak kayalığın sağındaki yoldan yukarılara doğru devam ettik. Bu sene çok az yağış olmasına rağmen buralar nispeten yeşil. Yer yer cılız siklamenler gördük. Kayalığı solumuza alarak patikadan yükselirken, rüzgarın uğultusu zirvedeki fırtınanın habercisiydi sanki. Arada durarak Nif’ten Spil’e kadar yemyeşil Kemalpaşa düzlüğünün gerisindeki İzmir’in hava kirliliğini gösteren karaltılı semalarını gözledik. Güneşli bir günde şehir ısıtma kirliliği yapmadığı halde, görünen hava kirliliği şaşırtıcı derecede fazlaydı.

Kaya duvarlarının üzerine ulaştığımız noktalarda manzara çok güzeldi, ancak sırttaki rüzgarın şiddeti iyice artmıştı. Artık yüzümüzü zirve duvarına doğru çevirerek uzunca bir süre sırt rotasından ilerleyip keskin bir yan geçişle ikinci mola yerine ulaştık. Burada kısa bir nefeslendikten sonra zirve konisine girip yer yer yoldan, arada dik kesişlerle kestirmeler yaparak en üstteki varyanta ulaştık. Bundan sonrasında Armutlu sivrilerini gözliyerek ve rüzgar santrallerine bakarak, en yukarıdaki gözetleme kulesine ulaştık.

Hemen birkaç fotoğraf çektikten sonra, kulenin Dereköy tarafına bakan rüzgardan korunaklı duvar dibinde kısa bir ayran bisküi molası verdik. Gözetleme memurları o sırada Nif’deki bir yangınla ilgili olarak meşgul olduklarından bizimle ilgilenemediklerini ifade etseler de, biz rüzgarsız güneşli mola yerimizde dinlenmekten memnunduk.

Gözetleme kulesinde cihazlarımız 1403 metre yükseklik gösteriyordu ve buraya 3.5 saatte ulaşmıştık. Nispeten uzun yolu tercih ettiğimizden bu iyi bir tırmanış sayılabilir. Ali’yi yeni yaşında ilk zirvesi olduğundan dolayı kutladık. Bugünkü etkinlikle benim Mahmut Dağı’na 34.gelişim ve 16.zirvem oldu.

Gözetleme kulesinden ayrılınca hızla inişe geçtik. Zira Ayhan saç kavurması yapacak ve biralarla Ali’nin sembolik yaşgünü kutlamasını yapacağız. Birinci mola yeri bugüne kadar görmediğim kadar kuru sararmış otlarla kaplıydı ve çeşme çok ince akıyordu. Gene de su yalağındaki soğuk su, biraları soğutmaya yetmişti.

Yemekten sonra mola yeri tamamen gölgeye geçmişti ve biz de toparlanıp dönüşe geçtik. İnişte başlangıçtaki kaygan zeminli patikaları geçtikten sonra aşağıdalarda da, yaz boyu kullanılmayan patikalardaki dal parçaları ve kozalaklar inişi zorlamaya devam etti. Bazı yerlerde yapılan yangın yolları patikaları bozmuştu ama neticede hava iyice kararmadan 18:30’da köye girdik.

Meydandaki kahvede çay ve kahve içtikten sonra, artık iyice kararmış havada akşam ışıkları içinde şehre dönüş için aracımıza kurulduk. Üzerimizde tatlı bir yorgunluk, ama güzel bir gün geçirmiş olmanın keyfiyle neşemiz yerinde evlerimize ulaştık.

Not: Aşağıdaki fotoğrafları herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.