“NOT: Bu yazı, Blog Sayfamda yazmaya başlamadan önceki yıllarda, her doğa sporları etkinliğimden sonra kendim için hazırladığım notlardır. Bu notlarımı tükenmez kalemle, yani herhangi bir düzeltme yapmadan, bir çırpıda ve ağırlıklı olarak tek bir sayfada bitiriyordum. Neticede bunlar, ileride sadece benim okuyacağım “KENDİME NOTLAR” başlığı altına toplanabilecek, adeta işlenmemiş HAM yazılardır; ancak bu haliyle dahi ismi geçenler için anıları tazeleme tadı verebilmektedir.“
” 11.01.2009 Dereköy-Mahmut Dağı-Y.Kızılca
Yağmurlu günlerden sonra nihayet yağmursuz, ama bulutlu bir gün. Aynı zamanda soğuk ve rüzgârlı. Petkim’liler emeklilik dalgasından sonra bir aylık aradan sonra yürüyorlar. Otobüste Yusuf-Zerrin, Demirhan ve eşi, Temel, Rüveyde, Kızı Nida, Oğlu Buğra, Mehmet, Ahmet, Asım, Çetin, Seher, Necla ve diğerleri.
Dereköye indiğimizde çok kuvvetli rüzgâr vardı. Hemen yola koyulduk. Yolun eğimi çok güzel ama rüzgâr çok soğuk. Hızla yürüdük ısınmak için. Temel iyice örtünüyor. Şortla yürümem herkesin dikkatini çekiyor. Çok ısrar ediyorlar giyinmem için ama üşüsem giyinirim diyorum. Ellerim yüzüm çok üşüyor tabii ki. Yoldan varyantlar çizerek yukarlara çıkıyoruz. Epeyce yukarlarda tepedeki çamların beyazlaştığını görüyoruz. Nihayet yoldan çıkıp patikaya giriyoruz. Rüzgâr biraz hafifliyor. Zira ağaçlar kesiyor hızını. Zemin donuk, ve beyaz buzcuklar. Çocuklar kar diye seviniyorlar ama uçuşanlar dallardaki krağı zerrecikleri. Rüzgârın hissedilmediği bir yerde, yukarılarda, mola veriyoruz. Yusuf ve arkadaşları ateş yakıyorlar. Biz Ayşen’le mat serip oturuyoruz. Ayşen ton ve peynirli sandviçlere saldırıyor, çay içiyor. Ben iyice giyinip ayaklarımı çantaya sokuyorum. Sonra ateş iyice herkesin sucuğunu çayını pişirdikten sonra ben de ateş başında ısınıyorum. Herkes çok keyifli; espriler sohbetler.. Bir süre önceki dondurucu rüzgârı unuttuk bile.
Moladan sonra fotoğraf çekilip yukarı devam ettik patikadan. Tepeye doğru beyaz ağaçlar iyice arttı. Rüzgâr da uğulduyor. Sonunda tepeden aşağı sallandık mola yerine indik. Her yer bembeyaz. Olukdaki su hortum kalındığında akıyor. Burada da fotoğraf çekilip aşağı inişe devam ettik. Aşağılarda rüzgâr hiç kalmadı. Orman için klasik rotadan kamp yerine indik. Buradan köye sağdaki patikadan gitmeyi teklif ettim. Herkes çok memnun oldu. Zira taşlı yol bıktırıcı oluyordu.
Y.Kızılca’da çaylar içildi. Ayşen kestane, elma, ceviz, incir aldı. Dönüşte gene herkes çok keyifliydi. Zorlu fırtınalı başlayan etkinlik güzelce bitirilmiş oldu. Flaşla eve döndük ve Liz’i gezdirdim. Hasta olmadan bu etkinliği de bitirmiş olduk. “