ESKİŞEHİR, BİR GÜZEL “YENİ” ŞEHİR II (25-27 Kasım 2011)

Ankara Üniversitesi Kimya Mühendisliği 1972 mezunu arkadaşlarım bu seneki buluşmamızı 26 Kasım 2011 tarihinde gene Eskişehir’de yapmaya karar verince, bir gün önce gidip geçen sene bu vakitlerdeki ziyaretimizde görmediğimiz yerleri gezelim dedik. Çok hoş bir sürpriz olarak bu defa bizlere Villakentli komşularımız Derya ve Yıldırım Bozkurt çifti de katıldılar! İzmir Alsancak’dan kalkan Mavi Tren 24 Kasım 2011 Perşembe akşam 20:28’de bizleri Menemen’den aldı ve 11 saat süren rahat fakat uzun bir yolculuktan sonra 25 Kasım Cuma sabahı saat 7:30 gibi Eskişehir’e ulaştık.

25 Kasım 2011 Cuma:

Eskişehir, sabah serinliğine karşın rüzgarsız ve hafif sisli bir havada karşıladı bizleri. Günü verimli geçirebilmek için oyalanmadan taksiyle Eskişehir’deki “Büyük Organizatörümüz” Hasan Kırımer arkadaşımızın önceden yerlerimizi ayırttırdığı Odunpazarı Belediyesi Konuk Evi’ne geldik. Odalarımıza yerleştikten sonra teras katındaki lokantada kahvaltımızı yapıp Eskişehir güzelliklerini yakalamak üzere misafirhaneden ayrıldık.

77383FB6-C74B-4FB2-9447-78A486CF1EDF

İlk olarak Odunpazarı Evlerinin bulunduğu bölgeyi gezeceğiz. Yol üstü ilk uğradığımız yer olarak Osmanlı Evi denilen bir konağı ziyaret ettik. Bir lira giriş ücretiyle gezilen bu şirin ev, pek çok nostaljik objeyi barındırmakta. Özellikle tavan işlemelerini beğendik. Evin sahibi gibi görünen görevli bayan bu tavan işlemelerini Ermeni ustaların yapmış olduğunu söyledi.

C50390EC-8C41-44D3-B1A6-9D5665D21A14

Osmanlı Evi’nden ayrıldıktan sonra pek çok restore edilmiş tarihi Odunpazarı evlerini geçerek ve levhaları takip ederek Eskişehir yukarılarına tırmandık ve Şelale Park’a geldik. Eğimli bir araziye yapılan parkın tamamı çimen kaplı ve birçok noktasına şirin köşeler yapılmış. Büyük ahşap yeldeğirmeni ve yapma şelale kütlesi en çok dikkati çeken yapılar. Bunun dışında çocuklar için yapılmış oyun noktaları, çeşitli heykeller ve şehri yukarıdan seyretme olanağı veren kafeteryası parkın belli başlı özellikleri olarak sayılabilir.

2D7623B2-EF4B-4A51-AD69-D93A655F4A2CŞelale Park ziyaretinden sonra, geldiğimiz yoldan tekrar Odunpazarı Evleri mevkiine indik ve Kurşunlu Camii bölgesini gezdik. Buradaki lüle taşları müzesinde muhteşem eserler gördük. Gene ayni bölgede lüle taşı, ebru, gümüş, minyatür gibi çeşitli el sanatları sergilerini inceledik. Eskişehir’li arkadaşlarımız Hasan Kırımer bizleri burada buldu ve hem buradaki sergiler hakkında bilgi verdi, hem de yakındaki Kırım Tatar Kültür Evini gezdirdi.

D0C4295F-20AD-4241-975C-9A5A979365AC

Hasan Kırımer daha sonra arabası ile bizleri gene Odunpazarı Evleri mevkiindeki bir hediyelik eşya noktası olan Atlıhan pasajı yakınına kadar getirdi. Burada ufak tefek birkaç hediyelik satın aldık ve Atlıhan pasajı içinden geçerek Çağdaş Cam Sanatları Müzesinin bulunduğu yapıya geldik. Geçen seneki ziyaretimizde de çok beğendiğimiz buradaki eserleri gene hayranlıkla izledik ve birçoğunun fotoğrafını çektik.

Çağdaş Cam Sanatları Müzesi bünyesindeki Cumhuriyet Kadınları sergisini de gezdikten sonra öğle yemeği için Atatürk Bulvarındaki Eskişehir Mutfağı Çiğbörek Evi’ne yürüdük. Çibörek yanında çeşitli yöre böreklerinin sunulduğu hamur tabağı ve kuzu sorba denilen çorbayı tattık, çok beğendik. Yöre yemeklerini de ayni lezzette sunmakta çok başarılı olduğundan bu iki katlı büyük lokanta yerli turistlerle her saat dolup dolup boşalmakta ve misafirleri  taşıyan otobüsler börekevi önünde adeta uzun kuyruklar oluşturmakta.

035B6E86-2341-4671-BAA7-ABE0A25DC6F0Eskişehir börek tatlarıyla karnımızı güzelce doyurduktan sonra Kentpark denilen Eskişehir’in bir başka çekim noktasına yöneldik. İnsanları Kentpark’a götüren botların kış aylarında sadece haftasonları çalıştıklarını öğrenince karadan gitmeye karar verdik ve bizi getiren otomobil Kentparkın geçen sene gezmediğimiz tarafındaki giriş kapısına geldiğinde adeta yeni bir  parka gelmiş gibi olduk. Ahşap Kore Bereket Heykellerini ve beyaz taş aslan ve balık taşıyan insane heykellerini geçince aşina olduğumuz plaj bölgesine ulaştık. Plajın suları boşaltılmış ve kumlar temizleniyordu; yüzme havuzu ise faal vaziyetteydi.

30870CCF-B21D-4AEF-ABFC-40B8D9E49B1BPlajı ve göleti geçip Kırım Çibörekçisi tarafına yürüdük. Börekçiden önce mini atların bulunduğu bölgelerin kokularını aldık. Samimi 2 pony atla fotoğraf çekindikten sonra çibörekçinin, şu sıralar  bomboş  olan açık hava oturma kısmı tarafından dolanıp çok güzel dekore edilmiş girişine ulaştık. İçeride geçen seneki kalabalıktan eser yoktu; sadece birkaç müşteri ve birçok garson kız. Benden başka kimse bir şey yiyemedi sadece kahve içtiler. Ben burada (Hasan’ın hararetle önerdiği) kuzu sorpa ve mantı ziyafeti çekmek fırsatı kaçırmadım!

Kentparkta güneş yavaş yavaş alçalıyordu. Botların bağlandığı iskeleler öksüz kalmışçasına bomboş duruyorlardı. Halen yapımı devam eden kapalı yüzme havuzunu geçip otagar tarafındaki çıkışa yöneldik. Geçen sene gölette köprüden gördüğümüz japon balıklarını havalar soğuyunca taşımışlar. Oysa bildiğim kadarıyla japon balıkları soğuk severler. Herhalde taşınmaları için başka nedenler de olmalı. Elinde çiçek demeti tutan altın sarısı kadın heykeli olan kapıdan çıkıp tramvay durağına yöneldik.

4EA8C3F0-A04E-49DF-A158-B09B22990C6FEskişehir merkez bölgesi olan çarşıya geldiğimizde tramvaydan inip çevrede dolaştık. Ancak yorgunluk hissettiğimizden fazla gezinemedik. Keşanlı Ali Destanı tiyatrosu oyununa yer bulmak imkansız gözüküyordu ama ertesi güne, saat 14’deki klasik müzik konserine 4 bilet alabildik. Daha sonra taksi ile misafirhaneye dönüp erkenden dinlenmeye geçtik.

DC1FC16E-B963-487E-8D1C-E60D43EE920B26 Kasım 2011 Cumartesi:

Bugün dönem arkadaşlarımla akşam Trakya Restoran’da beraber olacağız; onlar öğlenden sonradan itibaren Eskişehir’e gelecekler. Çoğunluğun Ankara ve İstanbul’dan geleceklerini sanıyorum. Kimlerin geleceğini bilmiyorum ve Hasan’a sorsaydım şu cevabı alacağımı adım gibi biliyorum: Geldiklerinde görürsün!

Sabah iyice dinlenmiş olarak erkenden kalktık ve keyifle kahvaltı yapıp güneşli bir güne başlayan Eskişehir sokaklarından geçerek Odunpazarı Evleri bölgesindeki Cumhuriyet müzesine geldik. Halen tamamı müze olarak kullanılan bahçe içindeki mimari yapı çok güzel ısıtılmış. Bina uzun yıllar kuran mektebi olarak kullanıldıktan sonra askerlik şubesi gibi birkaç değişik kamu hizmeti vermiş, ve sonunda Büyükerşen 15 yıl kadar önce burayı Anadolu Üniversitesi kapsamında restore edip müze haline getirmiş. Geniş koridorlar, yüksek tavanlarla çok ferah bir ortamda yeterince büyütülmüş cumhuriyet fotoğrafları ve üst katta Atatürk’ün özel eşyaları sergileniyor.

A2AAC465-B882-4F34-8371-501B0396B4C2Cumhuriyet müzesinden çıktıktan sonra biraz daha yürüyüp karikatür müzesi haline getirilen çok şirin bir mekana geldik. Giriş  katıda ünlü karikatüristimiz Tonguç Yaşar’ın “Gülen Art’ı” isimli karikatür sergisi vardı. Dünya ve Türk karikatürlerinden örnekler sergilenen üst katta ayni zamanda bazı ünlü mizah karakterlerinin heykelleri de yer almaktadır.

Karikatür müzesinden sonra bu defa Uçak Müzesini görmeye karar verdik. Bu amaçla EsTram tramvayı ile yolculuk yaparak şehrin Anadolu Üniversitesi tarafındaki mekanına geldiğimizde müzenin tadilat dolayısı ile ziyarete kapalı olduğunu gördük. Müze açık hava sergisi olduğundan tellerin dışından Yıldırım Beyin açıklamalarını dinledik ve birkaç fotoğraf çekerek tekrar çarşıya döndük.

6EF8DBD7-BE90-4B0C-B697-FD0F04C299D1Köprübaşı bölgesinden botlarla Kentpark’a gidildiği gibi ayni zamanda botla Porsuk çayı turları da düzenleniyor. Topu topu 15 dakika süren Porsuk Turu doğrusu bize hiç yetmedi.

AB48CBC3-D3C0-4BD7-B231-35D0865877BDBottan çıkınca Köprübaşı mevkiindeki meşhur Papağan Çiğbörek lokantasında çibörek yedik. Bundan sonra konser vaktine kadar başka birşey yapacak vakit kalmadığından Estram ile Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Kültür Sarayına gittik. Çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu konserin şefi de genç bir yönetmenimiz olan Ömer Yöndem, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası’na önce Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma Uvertürü’nü çaldırdı. Arkasından programdaki Mozart’ın LaMajör 23.Piyano Konçertosunu deneyimli bir Yunan piyanist Athanisos Trikopis çaldı. İkinci yarıdaki eserler daha zengindi ve orkestrayı daha iyi tanıttı bence: Hector Berlioz-Roma Karnavalı Uvertürü, Mikhall Ippolitov Ivavov-Kafkas Skeçleri Suiti No.1 ve Camille Saint Saens-Samson ve Dalila operasından Dans Bacchanale.
Konser bitince başka bir yere uğramadan Misafirhaneye geldik. Bizimkiler henüz gelmemişler. Herhalde hala öğleden sonra toplanacakları Mamiday’s kafeteryada olmalılar. Hazırlanıp saat 19 gibi lobiye indiğimde grupla karşılaştık. Misafirhaneye bizleri almaya gelen Neşe ve Hasan Kırımer’den başlayarak şöyle isimleri sıralayayım: Gülbin ve Cemal Kaldırımcı, Raif Ugiş, Ünsal Ercoşkun, Zerrin ve Tolga Keskinbora, Serap ve Mustafa Kara, Berhayat Bahşiş, Beytiye Özgün, Zerrin Hidayetoğlu, Nevzat Kadıoğlu ve Eşi, İbrahim Özacar ve Eşi, Cem Tabuman ve Eşi. Trakya Restaurant’daki yemekte  Göksel ve Rıza Altıokka çifti de katılınca, Derya ve Yıldırım Bozdemir’le birlikte toplam 23 kişi olduk.

8E319206-97F7-4274-9C7B-1B4EAAC5621BTrakya Restaurant iki katlı çok güzel bir mekan. Bizim masamız alt katta org bateri köşesine bitişik olarak düzenlenmiş. Bu demek ki biz solisti dinlerken sadece  bize söylüyor gibi olacak. Nitekim de öyle oldu, bayan şarkıcı söylerken o kadar yakındık ki yemeğimi yemekte zorlandım diyebilirim; şarkı aralarında atıştırmaya çalıştım. Solist de çok güzel  söyledi şarkılarını, adeta bir konsere gelmiş gibi olduk. Bizim  arkadaşlardan Cemal ve Beytiye de şarkılarıyla geceye renk kattılar. Özellikle Beytiye, adeta profesyonel bir Klasik Türk Müziği yorumcusu gibiydi.

FBA9899D-7B15-48EF-915C-8AE5249F8436Trakya restaurantın yemekleri ve servisi çok kaliteliydi. Arkadaşlarla sohbet ettik, müzik dinledik, biraz dans ettik; neticede güzel bir gece geçirdik. Gecenin esprisi Hasan Kırımer’in solist bayanı dansa kaldırmasıydı. Kız bu daveti nazik bir şekilde kabul etti ve fazla uzatmadan tekrar mikrofonun başına dönerken Hasan da ona eşlik etti. Bu anın fotoğrafını yanda görüyorsunuz.

27 Kasım 2011 Pazar:

Ertesi sabah Misafirhane Lokantasında uzun süren kahvaltı boyunca çeşitli masalarda oturan arkadaşlarla sohbetleri devam ettirdik, hasret giderdik. Saat 11 gibi Misafirhanedeki odalarımızı boşaltıp hep birlikte otomobillerle Sazova mevkiindeki Bilim Sanat ve Kültür Parkı gittik. Geçen sene de çoğu arkadaşımızla burada  gezdiğimiz için mekanın ilginç noktalarını biliyorduk zaten. Göletteki Korsan Gemisi, Masal Şatosu, Nuh Gemisi ve mini tren istasyonları ilk defa gelenlerin ilgisini çeken objeler oldu gene. Bu sene farklı olarak mini trenle tüm parkı dolanıp öğle yemeği için kalacağımız mekana geldik. Kocatepe Kafeterya gölete biraz yüksekçe bir noktadan bakan manzaralı ve çok zevkli bir lokanta. Ortam kadar yemekler de çok güzeldi doğrusu!

Güneşli fakat çok soğuk bir hava olduğundan hızlı bir park turu attıktan sonra saat 14’e kadar daha ziyade kafeteryada kalmayı tercih ettik. Daha sonra yürüyerek parkı geçip taşıtlarımızla Eskişehir Garı yakınında grupla vedalaştık ve seneye 40. Mezuniyet toplantısında tekrar görüşme dileklerimizle ayrıldık.

970ADF03-C294-4B73-A4E2-6D4E7BB56DECBiz Bozdemir’lerle bavullarımızı gar emanetine yerleştirip yürüyerek Haller Gençlik Merkezi’ne gittik. Buradaki çeşitli dükkanları gezip fotoğraf çektikten sonra tekrar şehri gezmek üzere  yürümeye başladık. Şehir merkezinde biraz oyalandıktan sonra ayaklarımız bizi geçen sene de gittiğimiz Kırım Çibörekçi’sine götürdü. Burada hem akşam yemeği olarak çibörek yiyip karnımızı doyurduk, hem de İzmir’e götürmek üzere çibörek paketleri yaptırdık.

Çibörek ziyafetinden sonra tekrar yürüyerek şehir merkezine geldik ve Eskişehir hatırası olarak biraz alışveriş yaptıktan sonra gar karşısındaki bir kafeteryada tren saatine kadar kaldık. Saat 23’de rötarsız olarak gelen Mavi Tren’le İzmir’e rahat ve uzun bir yolculuk yaptıktan sonra sanki 3 gün değil de daha uzun sure tatil yapmışçasına evlerimize geldik.

DCB1AB46-38AB-40B6-AD7D-7991C49CE344Eskişehir seyahatimizde çektiğim fotoğraflardan, metindeki akışa sadık kalarak seçtiklerimi, 3 günü ayrı bölümler halinde aşağıdaki linklerden izleyebilirsiniz. Iyi seyirler.

Not: Aşağıdaki fotoğrafları, herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.

25 Kasım 2011 Cuma:

26 Kasım 2011 Cumartesi:

27 Kasım 2011 Pazar:


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir