İzmir Arkeoloji Müzesi (9 Mayıs 2012)

Çok uzunca bir süredir İzmir’de ikamet ettiğimiz halde, nasıl olsa bir gün ziyaret ederiz diye hep ihmal ettiğimiz, İzmir Arkeoloji Müzesi’ni aile dostumuz Ayhan Yörük sayesinde nihayet gezdik! Eşlerimizle birlikte yaptığımız bir bahar öğleden  sonrası gezisinde, Arkeoloji Müzesi’nden başka başta Oyuncak Müzesi olmak üzere Konak ve Varyant bölgelerindeki belli başlı noktaları da gezdik. Malesef fotoğraf makinemi yanıma almayı unuttuğum için tüm fotoğrafları Ayhan çekti. Bu durumda bu minik gezinin ayrıntılı yazısını da Ayhan Yörük sayfasından aynen kopyalayarak aşağıda veriyorum:

…………………..

İZMİR-KONAK MEYDANI-ARKEOLOJİ MÜZESİ-ÜMRAN BARADAN OYUNCAK MÜZESİ-VARYANT
Her gün yanından önünden geçtiğimiz, bir türlü içini görmeye zaman ayıramadığımız yerler vardır. Nasılsa bu kadar yakınız, her zaman görebilir gezebiliriz düşüncesi ile erteledikçe erteleriz. Bir de bakarız ki yıllar geçmiş, bizler hala buraları gezmemişiz, görmemişiz.

09.05.2012 Çarşamba günü bizler için böyle yerlerden olan, Konak’a, Varyant’a her gittiğimizde yanından gelip geçtiğimiz İzmir Arkeoloji Müzesi ile Ümran Baradan Oyuncak Müzesini gezmeye görmeye, sevgili Şinasi YÜKSEL Ağabeyimle birlikte, yanımıza eşlerimizi de alarak gittik.

Karşıyaka’dan Konak’a vapur ile geçip Konak Meydanı’nda birkaç kare Saat Kulesi’nin, İlk Kurşun Anıtı’nın ve Yunanlıları denize döküp göndere bayrağımızı çekerek tüm dünyaya bağımsızlığımızı ilan ettiğimiz İzmir Hükümet Konağı resimleri çektikten sonra Varyant’a doğru yürümeye başladık.

İlk durağımız Konak Belediyesi Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi oldu. Çocukluğumuzun oyuncaklarını görmek bizleri tekrar o günlere götürdü. Ayrıca burada birçok farklı ülkenin çocuk oyuncakları da var.

Bunları görünce kültürler ne kadar farklı olursa olsun çocuğun her yerde çocuk olduğunu, erkek çocuklar için at-araba-uçak, kız çocukları için bebek-kıyafet-mutfak olduğunu bir kez daha gördük.

Müzeden çıktıktan sonra sıcak havada Varyant’ın keskin virajlarını döne döne yükseldik. Yükseldikçe İzmir Körfezi’nin muhteşem manzarası ayaklarımızın altında kalmaya başladı. Varyant Çinili Camii avlusunda, hem yorgunluk çayı içmek, hem manzarayı seyretmek, hem de biraz soluklanmak için mola verdik. Yalnız ağaçlar yüzünden buradan manzara çok iyi seyredilemiyor. Ayrıca yoğun araba sesi de cabası. Soğuk limonata, çay ve kahveden sonra Çinili Cami’nin hemen karşı sokağında ki, Kırım Çiğ(Şi) Börek ve Mantı Evi’ne geçtik.(0 232 2503361)

Kırım Çiğ(Şi) Börek’çinin börekleri, yaklaşık 120-130 Yıl önce Kırım’dan göçmek zorunda kalan ailenin yanında getirdiği döküm kazanlarda pişiriliyor. Bu döküm kazanlar Orta Asya’dan beri, Türk toplumlarında her ailenin olmazsa olmazı. Küçük, çok ağır değil, sağlam. Bunlarda Ekmek, börek, yemek her yerde rahatlıkla pişirilebiliyor.

Burayı şu an dördüncü kuşak Sn. Bülent ERDEM işletiyor. Babası Sn. Nihat ERDEM amca ile, Kırım’dan göç öyküleri üzerine biraz sohbet ediyoruz. Göç sırasında Nihat Amca’nın babasının 6 yaşında olduğunu öğreniyorum.

Nefis Çiğ(Şi) böreklerimizi yedikten sonra İzmir Körfezi’nin muhteşem manzarasını seyrederek, ağır ağır İzmir Arkeoloji Müzesi’ne geliyoruz. Hafta içi olduğu için müze çok sakin. Bizden başka kimse yok. Rahat rahat, sindire sindire Müzeyi geziyoruz.

Smyrna, Kyme, Panaztepe, Baklatepe, Larissa, Teos, Iasos, Klazomenai, Limantepe gibi yerlerde bulunan eserler burada sergileniyor. Böylece daha önce birkaçına gidip hiç eser görememiş olmanın cevabını burada buluyorum. Çünkü bulunan çıkarılan eserler buraya getirilmiş.

İzmir Arkeoloji Müzesi’nin en güzel yerlerinden birisi, ikinci katta bulunan mücevher ve para bölümü. Antik dönem, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı paraları, takıları, mücevherleri çok güzel bir şekilde sergileniyor. Yalnız burada resim çekmek yasak.

Arkeoloji müzesinden sonra Etnoğrafya Müzesini geziyoruz. Etnoğrafya Müzesi’nin merdivenleri ilgimi çekiyor. Yuvarlak, beyaz mermerden, görünür yerde destek olmadan son kata kadar döne döne çıkıyor. Burada ki bez objelerin bazıları bize çok kirli geliyor. “Acaba yıkanamaz mı?” diye kendi kendimize soruyoruz.

Akşamı etmişiz. Müzenin bahçesinde bulunan Lahit mezarları yorgunluktan gezemiyoruz.
Acaba Varyant araç trafiğine kapatılarak, çay bahçeleri, restoranlar, seyir yerleri olan yaya yolu olarak düzenlenemez mi? Böylece muhteşem İzmir Körfezi manzarası ön plana çıkar, şimdiki olumsuz görüntülerden kurtulunabilinir diye Şinasi Hocam ile fikir teatisinde bulunarak evlere dönüyoruz.
Sağlıkla kalın.
Ayhan YÖRÜK

…………………

Ayhan Yörük’un bu gezi ile ilgili olarak sayfasına koyduğu diğer fotoğrafları aşağıda adresleri yazılı linkleri kopyalayarak internetten izleyebilirsiniz:

http://www.ayhanyoruk.blogspot.com/

https://picasaweb.google.com/ayhanyor1/IZMIRVARYANTARKEOLOJIMUZESIUMRANBARADANCOCUKMUZESICIGSIBOREK#

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir