“TÜVTÜRK Araç Muayene İstasyonları olarak çalışanlarımızın ve toplumumuzun sağlığını korumayı öncelikli olarak görüyoruz. Yeni tip Koronavirüs (Kovid-19) salgınının yayılmasını önlemek ve toplum sağlığını korumaya yönelik olarak, halihazırda T.C Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen ve tüm istasyonlarımızda uygulanan önlemlere ek olarak Türkiye genelindeki tüm istasyonlarımızda gerekli tüm tedbirleri almış bulunmaktayız.”
Yukarıdaki paragraf aracınızın muayene işlemi için randevu almak üzere TÜVTÜRK Araç Muayene internet sitesine girdiğinizde okuduğunuz ilk cümle olmaktadır. Sonraki cümlelerde de uluslararası standartlara uygun olarak istasyonlarda alınan önlemler anlatılmaktadır. Bunları okuyunca rahatlıyorsunuz ve aracınızın muayenesini yaptırmaya kararlı oluyorsunuz. Hele bir de bulunduğunuz şehirdeki muayene istasyonlarının doluluk oranlarını gösteren grafiklerdeki seyrekliği görünce iyice rahatlıyorsunuz. Ancak gelin görün ki, daha ilk adımda hayal kırıklığı oluyor, istasyonlar o kadar yoğun ki aracınızı bina dışına parketmek zorunda kalıyorsunuz!
TÜVTÜRK Araç Muayene İstasyonu idari binada herşey günlerin getirdiği korkulara önlem alınmış gibi düzenlenmiş. Maskeli görevliler insanları teker teker içeri kabul ediyorlar. Bina içi serin ve ferah. Camlı tezgah arkasındaki görevlilere fazla yaklaşmayı engellemek üzere şerit engeller yapılmış. Maskeli birkaç personel, camlı tezgahların arkasındaki mekanda çalışıyor. Burada herşey düzgün gözüküyor.
Sıra numarası aldıktan sonra idari binadan adeta kovalanıyorsunuz. Çünkü buradaki bekleme noktası çok küçük. Dışarısı ise bir sıcak cehennem. Güneş tepemizde ve gölgeli iki oturma mekanı virüs salgını önlemleri dikkate alınırsa ancak beşerden 10 kişi için kullanılabilir. Başka gölge mekanlar bulup bekleme yapabilmek için binadan fazla uzaklaşamıyoruz, zira bina duvarındaki ışıklı tabeladan randevu sıra numaramızın yanmasını beklemek zorundayız. Bu durumda ya güneş altında bekliyorsunuz, ya da yetersiz gölgeli alana sıkışıyorsunuz. Kendi hesabıma günaş altında beklemeyi tercih ettim. Hasır şapkamı giydim ve aracımın bagajında portatif bir tabure vardı, getirdim araçların parkettikleri meydanda uygun bir açıklığa oturdum. Sıcak bir yandan, parkeden parkettiği yerden çıkan otomobillerin ve özellikle ağır vasıtaların manevralarıyla tozu dumana katan rüzgar bir yandan, ilaveten maskesiz insanların koşuşturmaları ile ortam çok bezdirici. Bir otomobil için 400 küsür TL alıyorlar, klimalı serin bir bekleme salonu istemiyorum, basit bir gölgelik yeterli olabilirdi.
Bu işkence hem kayıt için sıra numarasının yanmasını beklerken ve hem de aracın muayeneye kabul edilmesinden sonra servise çekilmesinin anons edilmesini duymaya çalışırken yaşanıyor. Netice olarak muayeneye gelen insanlara hayvan muamelesi yapılıyor diyeceğim, ama hayvana bile bu yapılmaz!
Aracım serviste 15 dakika bile kalmadı, ama dışarıda tam 2 saat kavruldum. Bir bardak su içme şansı bile yok; binada jetonlu bir cihaz varsa da bozuk. Tuvaleti kullanmadım, yorum yapmıyorum. Elime tutuşturulan pulu plakaya yapıştırma işini de kendim yaptıktan sonra aracıma atlayıp süratle mekandan kaçtım!