İDADİK YAZILARIM ve ANILAR-4

EĞİTİM ŞART, EN ÖNCE DE EĞİTMENLER İÇİN ve 2.BAŞLIK: CEMAL ERGUN ERUÇ’UN ANLAYIŞ FARKI

1996-1997 yıllarında İdadik Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptığım yıllarda İzmir’deki diğer klüplerdeki bazı arkadaşlarımdan sık sık İdadik’in “çok kuralcı” bir klüp olduğu şeklinde, sanki kötü bir şeymiş gibi söylenen ifadelerle karşılaşıyordum. Bu arkadaşlara görüşlerine katılmadığımı söylemişimdir. Şöyle ifadeler kullandığımı hatırlyorum: İdadik olarak çok kuralcı olarak bilinmemizden rahatsızlık duymuyorum. Hatta bununla onur duyduğumu bile söyliyebilirim. Biz bir dağcılık klübü olarak evrensel dağcılık kurallarına uygun etkinlikler düzenlemeye çalışıyoruz. Bunların başında dağcılık bilgilerine sahip olmak ve güvenlik önlemlerinden ödün vermemek geliyor. Biz bu hususları Dağcılık Eğitimi olarak niteliyoruz ve dağcılık eğitimi veren bir ihtisas klübü olarak dağcılık camiasındaki yerimizi koruyoruz. Sizler “Çok Kuralcı Bir Klüp” olarak bunu kastediyorsanız, bunu kabul ediyorum.

Sonraki yıllarda buna benzer tartışmaları yaptığım arkadaşlarımın üye oldukları klüplerde dağ kazaları olarak nitelenebilecek olaylar yaşandı. Hatta Türkiye ölçeğinde bir büyük klüpte değerli ve deneyimli bir eğitmen, eğitim sırasında muhtemelen kendisi için gereken önlemleri almadığından, hayatını kaybetti. Bizim klübümüzün yakın geçmişinde de, muhtemelen yeterice güvenlik önlemleri alma alışkanlığından verilen tavizler nedeniyle, büyük acılar yaşamadık değil. Zira dağda gerekli önlemler alınmadığında ve evrensel dağcılık kurallarına uygun davranılmadığında meyadan gelen ölümcül kazalar, sizin geçmişte doğru davranışlarda bulunmuş olmanızla telafi edilemiyor. Herzaman her ölçekteki etkinlik ve eğitimlerde gerekli önlemleri alma alışkanlığından ödün vermemek gerekir. Neyse ki Klübümüzün çok büyük oranda dağcı ve eğitmenlerinin, tarihimizden gelen güvenlikten ödün vermeyen anlayışlarda olduğundan şüphe duymadığımı biliyorum.

Tam burada, bu yazıma 2.Başlık’ı attıran bir anımı yazacağım:

Sene 1996, günlerden 2 Haziran Pazar; İDADİK Çıfıt kampındayız. Cumartesi Örnekköy’de Kaya-I sınavından çıkıp gelmiştik. Buradaki 45-50 metrelik kayadan inişler yapılıyordu. Sabah koyda yüzdüm ve kahvaltıdan sonra iniş noktasına yöneldim. İnişini bitiren arkadaşımdan emniyet kemerini alacağım, “Tek ip güvenli gelmedi bana, epeyce rüzgar var” dedi. Kayanın arkasından dolanıp yukarı istasyona çıktım. Görevli iniş hazırlığındaki bir arkadaşıma yardımcı oluyordu. Cemal Ergun Eruç da orada. Sıramı beklerken Cemal Bey’in istasyondan ayrıldığını gördüm. Yanımdan geçerken, tek ipin yeterince güvenli olmadığını düşünerek inişten vazgeçtiğini ifade etti.

İniş yaparken yukarı baktığımda kuvvetli rüzgar salınıma neden olduğundan, ipin kayalara sürttüğünü gördüm. Huzursuz oldum ve balkonlarda dinlenmeden inişi bitirdim. Durumu aşağıda görevli arkadaşlarıma anlattım.

Şimdi soruyorum: Kıbrıs Barış Harekatı’nda Şerefli Türk Ordusu’nun paraşütle adaya inen birlik komutanı Cemal Ergun Eruç tabansızın biri miydi? Hayır! Bu bir ANLAYIŞ FARKI meselesidir; o gün yaptığı gençlere verdiği bir eğitim dersidir ve iniş yapmasından çok daha fazla kıymeti olmuştur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir