Yazacaklarıma, Çağla Şikel isimli mankeninin uzun süredir sunuculuk yaptığı televizyon programında dün sabah sağlık konusunda konuşturduğu Dr.Osman Müftüoğlu‘nun bir sözünü aktararak başlamak istiyorum. Bu ara şunu da ifade edeyim ki, başarılı program yönetimi ve Türkçe’yi kullanışındaki titizliği ile bu güzel mankenimizi pekçok mektepli spikerden daha başarılı buluyorum. Doktor dün şöyle dedi: İnsanın genleri incelendiğinde ömrünün 120 sene olduğu saptanmıştır. Bunun için daha uzun yaşamaya değil, bize verilen bu yaştan daha az kaybetmeye çalışmalıyız. Yani zararlı şeylerin hayatımızı etkilemesine fırsat vermemeliyiz.
Doktorun bu açıklamasından sonra aklıma geldi: Geçen yaz Foça‘da yaptığımız sabah yürüyüşlerinden birinde bu konu açılmışken gruba ‘Şimdi 70’li yaşlarımı yaşıyorum ama 60 yaşıma geldiğimde ‘yaş altmış, yolun yarısı eder’ demiştim. O günkü bu söylemimin, Dr.Osman Müftüoğlu’nun altını çizdiği 120 ile uyuştuğunu görüyorum. O halde demek ki farkında olmadan, ya da tesadüfen insanın yaşam ömrü için hesaplanan bu bilimsel noktayı tutturmuşum. Peki bugün kaç yaşındayım? Takvimler 72 diyor ama, bu sabah bir arkadaşımın Facebook köşesinde paylaştığı şiirle devam etmek istiyorum:
Tıp doktoru, Yazar Dr. Erdal Atabek’in “KAÇ YAŞINDASINIZ” diye bir başlık atmış. Kendisi 92 yaşındaymış.
“Gerçekte kaç yaşındasınız?
Sokrates’i okuduysanız yaşınız 2500 olmalıdır.
Galile’yi biliyorsanız 800 yaşındasınız.
Beethoven’i seviyorsanız 240 yaşındasınız.
***
Gerçekte kaç yaşındasınız?
Nüfus kağıdınıza bakarsanız yanılırsınız, gerçekle ilgisi yoktur.
Gerçek, aklınızın yaşıdır.
Gerçek, bilincinizin yaşıdır.
Gerçek, yaşadıklarınızın yaşıdır.
Gerçek, anladıklarınızın yaşıdır.
Gerçek, yaptıklarınızın yaşıdır.
***
Gerçek yaşınızı merak ediyor musunuz?
Yaşadıklarınızdan ne anladığınızı sorun.
Yaşamınızı sorgulayın.
Sokrates’i yaşam rehberiniz yapın.
Gerçek yaşınızı mı soruyorsunuz?
Umutlarınıza bakın.
Kararlarınıza bakın.
Yaşam sevincinize bakın.
Yapmak istediklerinize bakın.
İradenize bakın.
Dünyaya bakın.
Dünyanın geleceğine bakın.
O geleceğe ne katabileceğinize bakın.
Gerçek yaşınızı göreceksiniz”.
***
Dr. Erdal Atabek’in satırlarından ilham alarak ben ne yapıyorum diye kendime soruyorum! Öncelikle iyi hissetmek için sağlıklı yaşamaya çalışıyorum. Bunun yolu sadece iyi beslenmek, yani doğru beslenmek, spor yapıp hareketli olmak değil. Bence daha önemlisi beynimiz ve düşüncelerimiz. Şiirde olduğu gibi yaşam sevincim ileriye dönük kurgulanmış mı?
Evet, sağlıklı ve zinde olmak için bedensel aktivite yapmayı prensip haline getirdim. İçki, sigara, stresli insanlar gibi zararlı şeylerden uzak duruyorum. Bedensel aktiviteler yapıyorum ve olabildiğince dengeli beslenmeye çalışıyorum. Ama bunun dışında sürekli olarak yaptığım uğraşlarım var. Öncelikle ailevi sorumluluklarımı daima en yukarda tutuyorum. Tabi ki emekli oluncaya kadar iş sorumluluklarım vardı. Sonrasında da bir aydın olmaya çalışıyorum. Bunun için çok az şey bildiğimi; hatta hiçbir şey bilmediğimi düşünüyorum. Bu nedenle hep kendimi geliştirmeye çalışıyorum, her zaman okuyorum; yeri geliyor yazıyorum, müzik dinliyorum, hatta şimdilerde bir enstrüman çalmaya çalışıyorum. İleriye dönük hayallerim var. En önemlisi torunlarımızla ilerde daha çok beraber olacağımı düşünerek İngilizcemi kaybetmemeye çalışıyorum. Bunları yaparken insanlarla ilişkilerimi de çok canlı tutuyorum; özellikle işini çok iyi yapanlara saygı duyuyorum. Arkadaşlarıma, dost bildiklerime çok önem veriyorum ve onlara zaman ayırıyorum.
En nihai amacım, bu dünyada kalacağım bu çok kısa dönemin güzel bir yaşanmışlık örneği olabilmesi..
Arkadaşım kutlarım seni. Osman Müftüoğlu televizyonda yorum yapan bilgi aktarıp yol gösteren doktorların içinde en tutarlısı. Bende onun programlarını kaçırmamaya çalışıyor ve önerilerini uyguluyorum. Seni tekrar kutluyorum.
Sevgili Hanife
Yazımı okuyup yorum yazdığın için teşekkür ederim. Tabi iltifatların için, güzel sözlerin için de. Bu yazımı içinde olduğum birçok gruplarda paylaştım. Üniversite arkadaşlarım, lise arkadaşlarım, emeklilikdeki arkadaşlarım, dağcılık grubu arkadaşlarım ve akrabalarım. Hemen hemen hiçbir geri dönüş almadım diyebilirim. Bu bakımdan senin iltifatların bir yana, geri dönüş yapman bile benim için çok değerli.
Çok teşekkür ederim. Sana mutlu bir ömür dilerim.