2003 yılında Petkim’den emekli olunca Foça Çanak sitesinden bir oda bir salon bir balkon mütevazi bir yazlık almıştık. O zamanlarda bir köpeğim yoktu. 2006 yılı baharında Villakent’e taşınınca güvenlik amaçlı bir yavru sahiplenmiştik.
Venüs büyüyünce yürüyüş ihtiyacı olmuştu ve Çanak’a geldiğimizde her sabah BurunUcu’na kadar yürüyüş yapıyorduk. Venüs, Alman Çoban Köpeği kırması iri bir köpekti ve Foça dahi yazın çok sıcak olduğundan ancak sabahları Güneş doğarken yola çıkıyorduk. Bir de akşamları sitelerin arkasındaki MiniTepe’ye kısa bir tur yapıyorduk.
Yaz ayları boyunca Venüs’le her gün bu ritüeli devam ettirdik. Venüs’ten sonra Liz ile yürüdük. Sabahları erken saatlerde ortalıkta olduğumuz için kimse bizi farketmiyordu. Bu böyle yıllarca devam etti; hep aynı yürüyüşü yapıyorduk. Muhtemelen 10 yıl kadar sonra bir sabah Çanak Sitesi’nden Ayhan Yörük de bize katıldı. Kendisi İzmir Zirve Dağcılık Klübü’nün deneyimli bir üyesiydi ve her sabah aynı rotada yürümekten hemen sıkıldı. Birlikte Çanak sahil ve tepelerinde bir sürü rotalar keşfettik. Daha sonra sitelerde ikamet eden komşuların bize katılmasıyla orta büyüklükte bir dağcılık klubü kadar bir grup oluşturduk. Yaz ayları boyunca bazı yürüyüşlerde 20‘lerin üstünde ve hatta rekor olarak bir defasında 26 kişilik bir katılım sağlamıştık.
2019 yılında Pandemi gelince bu güzel günler kabusa döndü sanki. Ben de insanları böyle kalabalık bir beraberlik içinde tutmak istemiyordum. Her siteden bir arkadaşımı grup lideri tayin ettim ve her sitenin ayrı bir yürüyüş grubu organize etmesini teklif ettim. Bu fasılda Olivia Village ve Çanak Sitesi’nde gruplar oluşamazken, Fotaş‘ta Mehmet Uyaroğlu liderliğindeki Grup fazla yakınlaşma yapmadan ve Pandemi kurallarına dikkat ederek yürüyüşler yapmayı sürdürdüler. Ben de bu gruba katılıyordum ve bir süre sonra diğer sitelerden de katılımlarla yürüyüşler tekrar eski birlikteliğine ulaştı.
Böylece güzel katılımlı keyifli sabah yürüyüşleri yaparken, zaman içinde grup yöneticiliğine soyunan bazı arkadaşlarla fikir ayrılığına düştük. Önce soğuk davranmalar oldu, sonra açıkça yürüyüş esnasındaki muhabbetlerde zevk farkı konu edildi; bilgilenme değil, laga-luga isteniyordu. Bu teranede bir seneye varan sürede mobbinge uğradım. Ancak bu arkadaşların dışındaki tüm sabah yürüyüşçüleriyle çok iyi diyaloğum vardı ve grupta bölünme olmasın diye uzunca bir veda mesajımda açık ifadelerle nedenlerimi anlatarak ayrılmayı tercih ettim. Daha sonra yalnız başıma yaptığım yürüyüşlere katılanlarla ayrı bir grup kurup tüm sitelerdeki komşularımızı davet ettik. Halen “Fotaş Grubu” ve bizim ‘Çanak Koyu Komşuluk Grubu’ ayrı ayrı sabah yürüyüşü etkinliklerini devam ettiriyoruz.
Bu sabah son köpeğim Sue ile OrtaTepe’ye yürürken uzaktan kalabalık bir yürüyüş grubu gördüğümde bu insanların Venüs’le birlikte başlattığımız yürüyüşlerin devamı olarak bu görgülere ulaştıklarını düşünüp çok mutlu oldum. ‘Venüs’ün Yolunda’ sabah yürüyüşlerine devam ediyoruz.