Gerçekten çok güzel bir fotoğraf olmuş. Nif Balık Çiftliği’ndeki bu güzel pozun bir başka derinliği var; Ayşen’le aramızdaki Sevgi’nin Öyküsü. Kısaca anlatayım:
Doğaseverlerle ilk etkinliğimiz Spil idi. Konak’ta otobüslere doluştuk, 100-200 kişi bir yerden yürüyüşe başladık. O zaman adını bilmiyorduk “Oduncu Sapağı”, ya da “Oduncu Kavşağı” denilen noktadan patikaya girdik. Kimseyi tanımıyoruz, kalabalık içinde dağa tırmanıyoruz. Sonunda bir yere geldik, Rehber seslendi: “Burası Spil Atalanı’dır. Burada mola vereceğiz. Kondisyonu iyi olanlarla Spil Dağı zirvesine çıkacağız. Kendine güvenenler 10 dakika sonra beni takip etsinler.” Biz nereye geldik, nereye çıkacağız bilemediğimiz için tereddüt yaşıyoruz. Birden Ayşen bir hanıma çığlık attı: “Sevgiii, sen misin?” Bir çığlık da ondan: “Aaa… Ayşen” Sarmaş dolaş oldular: Bayındır’dan çocukluk arkadaşı imiş, yıllardır görüşmüyorlarmış. Ayşen Sevgi’nin zirveye devam etmeyeceğini öğrenince bana “Sen git, Sevgi ile kalacağım” dedi. Onlar muhabbete başlayınca Rehber ile zirveye gitmek üzere ayrıldım. O zirve çıkışı da ayrı bir hikaye; sonra yazarım. Kani Çelikel imiş rehber; ilk karşılaşmamızdı, sonra ahbap olduk.
Zirve dönüşü küçük grup çok kısa mola yapabildik. Sonra hep birlikte devam edip, bildiğiniz gibi, Beşpınar‘da tekrar otobüslere doluşup İzmir’e geçtik.
Sonraki Pazar etkinlikte Sevgi ile buluştuk ve bir kaç yıl dağlarda hep birlikte olduk. Çok enerjik, neşeli ve sevimli bir kadındı. Eşinden ayrı yaşıyordu. Kızının düğününe de gittik. Sonra bir yaz günü haber almış Ayşen, hıçkırarak fısıldadı ki, Sevgi ölmüş: Beyin Kanaması. Yıllarca yasını tuttu. Bu sisli fotoğraf o hüznü iyi anlatıyor bize.