AYDIN PAŞAYAYLASI ETKİNLİĞİ (26-27 Aralık 2009)

Aile Dostumuz  Ayhan Yörük bizleri Zirve Dağcılık  Söke Temsilciliğinin düzenlediği Aydın Paşayaylası etkinliğine birlikte katılmaya davet ettiğinde, yılın bu son haftasonunun çok güzel geçeceğini hissetmiştim doğrusu. Nitekim  öyle de oldu; şu satırları yazdığım Pazartesi sabahında iki gündür yaşadığımız güzelliklerin zevkini hissediyorum hala.

Ayhan Yörük’ün eşi Filiz Hanım ve oğlu Bahadır ile katıldığı programa,  biz de Ayşen’le Villakent’ten komşularımız Derya ve Yıldırım çiftini davet ettik. Böylece toplam 7 kişi, Ayhan’ın “Mega Otomobili” Hundai Starex ile Cumartesi öğlen yola çıktık. İlk durağımız, kuşkusuz  Ayhan’in önerisiyle, Aydın’daki tarihi Hacıoğulları Kebapçı işletmesi oldu. Bu günlerde kendilerine “1878 Kebapçısı” ismini vermiş olan müessese, Aydın merkezinde kendi otantik havasında iki katlı küçük ahşap bir yapı. Siparişlerimizi verdikten sonra üst kattaki orjinal mekanın fotoğraflarını çektik. Özel kebabı ve kabak tatlısını yedikten sonra keyifle yolculuğumuza devam ettik.

Aydın’ın Denizli çıkışından Kuzey istikametinde virajlı asfalt bir yoldan yükselerek Aydın’a 19 km mesafedeki Paşayaylası oteline ulaştık. Zirve Dağcılık üyeleri bir midibüs  katılımcısıyla bizden önce gelmişler ve kamp yapacaklar çadırlarını kurmaya başlamışlardı bile; biz de otele yerleştik.

Paşayaylası Oteli’ni Aydın Belediyesi işletiyor. Küçük ve çok şirin bir otel. Kaloriferli, sıcak sulu, TV ve mini barlı odaları ile 1200 metre yükseklikte konforlu sayılabilecek bir otel. Lokantası, oyun odası ve çevre düzenlemesi özenle yapılmış.

Zirvedeki gözetleme kulesi otelden çok net gözüküyor. Otele yerleştikten sonra güneş  batıncaya kadar çevrede gezintiler yaptık. Her yer ormanlık ve bulunduğumuz platoda çeşitli ağaçlar var. Özellikle sıralar halinde dikilmiş cevizler gördük.  Çok aşağılarda devam eden orman örtüsü ötesinde uzaklardan Aydın şehri seçiliyor.

Gece otel lokantasındaki akşam yemeği kısa bir süre sonra Yılbaşı Eğlencesi havasına dönüştü. Gurubun gitarcısı Sezer’den sonra mikrofona el koyan İsmail özellikle Cem Karaca yorumlarında harikaydı. Son olarak Zirve Dağcılık etkinliklerinden seçilmiş videolar izlendi.

Ertesi sabah kahvaltıdan sonra Rehberimiz Hümeyra liderliğinde, 1641 metre yüksekliğindeki zirveye ulaşmak üzere yürüyüş başladı.  Hafif rüzgarlı, sisli serince bir hava var. Yoldan zirve yükseltisini dolanarak ve yavaş yavaş yükselerek ilerliyoruz. Otelin birkaç km yukarısındaki Paşayaylası Konutlarına kadar yol asfalt. Daha sonra zirveye kadar devam eden toprak yolun zemini oldukça düzgün. Yolun iki tarafındaki çam ormanı arasından çevredeki dağ manzaralarını seyrederek yürüyoruz. Sis zaman zaman görüşü kapatıyor ama rüzgarın etkisiyle manzara tekrar açılıyor. 1500 metrelerden sonra çamlar azaldı  ve dağ ardıç ormanına dönüştü. Rahberimiz ekibin kondisyonunu bilemediğinden olacak 3,5 saatte zirveye varabileceğimizi tahmin etmesine karşın 2 saat sonra kulenin dibine varmıştık. Zirveden aşağılardaki manzaralar Kaçkarları hatırlatacak kadar güzel. Kuvvetli rüzgarın etkisi ile dağın yamaçlarından çevredeki zirve konilerine hareketlenen sis bulutları çok güzel manzaralar yaratıyordu. Arada sis dağılınca Otel ve sol taraftaki Paşayaylası Konutları sis çerçevesinde güzel dağ tabloları olabilecek  manzaralar fotoğraflamamızı sağladı.

Rüzgar oldukça sert estiğinden zirvede fazla oyalanmadık. Zirve altında nispeten az rüzgar alan bir kuytuda mola verdik ve bir süre dinlenip birşeyler atıştırdık. Bir ateş etrafında dağılan grup elemanları, çantalarında getirdikleri yiyecekleri paylaştılar.

Moladan sonra gene yoldan inişe geçtik. Zaman zaman sis içinden yürüdük ve fazla zorlanmadan otele ulaştık. Toparlanıp Zirve Dağcılık elemanlarıyla vedalaştıktan sonra Starex’e yerleştik. Ayhan aracını hareket ettirdikten sonra panceresini açıp son noktayı koydu, bizlere el sallayan gruba seslendi: İyi Seneler.

Bu etkinlikte çektiğim fotoğraflardan seçtiklerimi izleyebilirsiniz.

Not: Aşağıdaki fotoğrafları, herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.

Son olarak Ayhan Yörük’ün blog sayfasında http://www.ayhanyoruk.blogspot.com/ bu etkinlikle ilgili daha fazla ayrıntı bulabilirsiniz. Aşağıda etkinlik metnini veriyorum:

PAŞA YAYLASI – AYDIN

26-27 Aralık 2009 Tarihlerinde bu yılın son faaliyetini Aydın Paşa Yaylası’nda yaptık. Osmanlı döneminde Aydın’a atana Mutasarrıf (Osmanlıda Sancakların en büyük mülki amiri) Paşalar’ın, yazlarını bu bölgede geçirmeleri üzerine, bölge Paşa Yaylası olarak anılmaya başlamış ve bu isim halk arasında itibar görerek günümüze kadar gelmiştir. Ardıç, Ceviz ve Çam ve Çınar ağaçları arasında ki yaylanın yaklaşık 400 metre üstünde, Cevizli Dağlarının en yüksek noktası (1640 M.) bulunmaktadır.

Etkinliğimize Aydın Hükümet Konağı 1625 Sok. No:6 (İş Bankası üst sokağı)’nda bulunan 130 yıllık Hacıoğulları 1878 Kebapçısı’ndan başladık. Burası 1878 yılında Mustafa Gücel Halepli tarafından açılmış. Şu anda beşinci kuşaktan Mehmet BEŞKURT, aynı mekanda lezzet dağıtmaya devam ediliyor. Mehmet Beyin Babasınında, oğlunun da adı Mehmet. Sadece Hacı Kebabı yapılıyor. Bu kebaplar 2 katlı tarihi bir binada, 100 yıllık bakır kaplarda sunuluyor.  Üst kata tarihi daracık tahta bir merdivenden çıkılıyor. Merdivenin yan tarafı ile üst kat sararmış eski gazete ve resimler, günümüz ünlü ziyaretçilerinin resimleri ve eski eşyalar ile minik bir müzeye dönüşmüş. Hacı kebabı biraz Manisa kebabına benziyor. Porsiyonu 8 TL. Yaprak kesim kabak tatlısı da çok güzel. Tam bir lezzet durağı.

Kebaptan sonra 18 Km.’lik(Aydın Forum’u 1-2 Km. kadar geçince sola dönerek) asfalt Paşa Yaylası yolundan gayet rahat bir şekilde yükselerek 1200 Metre de bulunan Aydın Belediyesi’nin 2007 Yılında işletmeye açtığı Paşa Yaylası Oteline geldik. Sökeli arkadaşlar biz geldiğimizde çadırlarını kuruyorlardı. Otel gerçekten çok temiz. Odalar da kalorifer, Sıcak su, TV, minibar ve emanet kasası bulunmakta. Odaların manzarası müthiş. Oda pencereleri üçgen bir tarzda yapılmış. Önüne de küçük bir fiskos masası ile koltuk konmuş. Böylece Aydın ovası ile Cevizli Dağı’nın bütün manzarası sizlere sunulmuş. Restoranı, oyun salonu ve balkonundan da aynı manzaralar görülüyor.

Yemekleri çok güzel, lezletli ve fakir doyuran cinsinden. Fiyatları da oldukça makul. Kebaplar 8 TL. 20 cc.’lik yeni rakı 13 TL. Oda fiyatı ise sıkı durun: Kahvaltı dahil kişi başı 25 TL. Hepsinin üzerine personelin hepsi çok güleryüzlü ve candan. E daha ne olabilir. Herkese bu çok güzel otelde kalarak cennet yaylayı görmeyi tavsiye ediyorum.

Cumartesi akşamı güzel bir yemek ile 2009 yılını uğurladık. Sevgili Özel PAK ile Hümeyra YIKILMAZ bana çok güzel ve özel bir hediye verdiler. Beşparmak(Latmos)Dağı’nın yukarı köylerinin birinde (artık çok az yapılan) yaşlı bir kadından aldıkları “Çam sakızı çoban armağanı” atasözüne konu olan çamsakızı.

Hem bu çok özel ve güzel Çamsakızı hediyesi için, hem de bu cennet yaylayı görmemizi sağlayan sevgili rehberlerimiz Özel PAK ile Hümeyra YIKILMAZ’a bir kez daha çok teşekkür ediyorum.Eski yılın kovalanmasında yaptıkları müzik ile en çok emeği geçen sevgili İsmail ve Sezer Beylere çok teşekkür ediyorum.

Pazar günü saat 10 sıralarında A grubu olarak zirveye yürümeye başladık. Çamların arasında güzel bir orman yolundan çok rahat bir yürüyüş ile, yaklaşık 2 saatte zirveye vardık. Zirveden yayla ve Aydın Ovası manzarası müthişti. Havanın rüzgarlı ve serin olması buranın Doğu Karadenize benzemesine yol açtı. Bir bakıyorsun bulutlar rüzgarın önünde her tarafı kapatmış, bir bakıyorsun her taraf pırıl pırıl açılmış.

Zirvede İmam Baba türbesi bulunuyor. Eski inanışlara göre zirveye ulaşmak ve güneşin doğuşunu izlemek, türbeleri ziyaret etmek, gönül temizliğinin bir parçası.

Bizler de güneşin yüzünü ara ara görerek,  gönüllerimizi zirvede temizledikten sonra, yaklaşık saat 3 sularında otele döndük.

Bu vesile ile herkesin yeni yılını, sağlık, huzur ve barış dileklerim ile kutlarım.

Ayhan YÖRÜK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir