Sonucunda Dünya 2. olduğumuz Dünya Basketbol Şampiyonası 28 Ağustos 2010 – 12 Eylül 2010 tarihleri arasında ülkemizde gerçekleştirildi. Bu kadar büyük bir organizasyona ev sahipliği yapmamız ne kadar inanılmaz bir olaysa da sonuçta çok daha büyük bir olay gerçekleşti ve Milli Basketbol takımımız önüne çıkan tüm takımları yenerek Dünya Finali oynadı. Elemelerden zor çıkarız, sonrasını türbünden izleriz diye tahmin yapmışken (ne mutlu ki) fena halde yanıldım ve sonuna kadar hep sahada kaldık!
Bizlerin bir daha göremiyeceğimizi düşündüğüm bu muhteşem olayı bizzat yaşamak için Şampiyonanın İzmir elemelerini izlemeye karar verdim. 2010 FIBA Dünya Şampiyonası açılışı için 28 Ağustos 2010 Cumartesi günü İzmir elemelerinin yapıldığı Halkapınar Spor Salonuna heyecanımı engellemeyerek tam 2 saat önce gittim.
İngilizce “HALKAPINAR ARENA” diye adlandırılan spor salonumuz gerçekten çok muhteşem bir şekilde hazırlanmış şampiyonaya. Gerek maçların organizasyonu gerekse izleyicilere sunulan hizmetler çok iyi düzenlenmiş. O gün Yeni Zelanda-Litvanya, Kanada-Lübnan ve Fransa-İspanya maçlarını izlerken seyircilerin arasında kendimi adeta yabancı bir ülkede hissettim. En heyecanlı maç Fransa-İspanya maçıydı ve şampiyonanın favorilerinden İspanya’nın oyun kurucusu Ricky Rubio‘nun artisliğine kızan seyirci Fransa’yı destekleyince ilk günün sürprizi gerçekleşti.
Stad içinde çeşitli ülkelerin rengarenk giyisileri ve makyajları gelen ile taraftarları, taşıdıkları bayrak ve filamalar, düdükler ve davullarla gerçek bir festival havası vardı. Özellikle Litvanyalı izleyiciler çok renkli topluluklar halinde gelmişler; maçtan önce ve maç sırasında muhteşem renk kattılar şampiyonaya. Zaten sonuçta da Dünya 3. oldular ki bence bunu hakkettiler. Şayet ben Dünya Basketbol organizasyonunu düzenleyen tek karar verici olsam Litvanya takımını elemelere sokmadan direkt olarak Dünya Şampiyonasına alırım her turnuvada!
Milli Takımımızı izleyebilmek için sonraki günler evde kaldım. Televizyonda verilen 2010 FIBA Dünya Şampiyonası maçlarının tamamını izledim. Gözlerim basketbol ziyafetine doydu ama asıl keyif bizim takımın başarılarıydı. Hem çok zevk aldık hem de zaman zaman heyecandan öldük öldük dirildik! Ama sonuçta çok muhteşem bir final yaşadık. Bizleri Dünyalar kadar sevindiren Milli Takımımızın tüm kahramanlarını ve onları hazırlayan tüm yetkili ve görevlileri gönülden kutluyor ve bizlere bu mutluluğu ve gururu yaşattıkları için sevgilerimi gönderiyorum. ELLERİNİZ DERT GÖRMESİN…