Buluşma noktası Sabah 8:08’de İzban Mavişehir istasyonu idi. Kaptan Tayyip idaresindeki aracımız Evka-6 dolmuşlarının son durağına vardığında saat 8:30 olmuştu. Sabahın soğuğunu hissederek hazırlıklarımızı kısa sürede tamamlayıp yola koyulduk.
Güneş henüz kara bulutların arkasında kaldığından ortamı ısıtamıyordu. Ama biz, bloklardan sonra yükselen arazide hızla yürüyerek kolayca ısındık. Henüz yürüyüşe başlıyalı bir saat olmuştu ki yılkı atlarını gördük, fotoğraflarını çektik; onlar da bir süre bizi izlediler.
Yükseldikçe manzara güzelleşiyordu. İzmir Körfezi’ni bir uçtan bir uca görmek mümkündü. Hava rüzgarın etkisiyle çok soğuk olduğundan, ortamda pus yoktu ve bu da iyi fotoğraf çekmek için aslında çok iyi bir durumdu. Ancak karabulutlar nedeniyle Güneş ortalığı iyi aydınlatamadığından amatör imkanlarımızla güzel manzaralı fotoğraflar çekemedik.
Daha yukarılarda havanın soğukluğu zeminde minik buzlanmalara neden olmuş. Hatta bir çok yerde sanki kar yağmış gibi bir görüntü vardı. Diğer taraftan zemindeki çimenler bahar etkisi veriyordu; bir yandan yeşil çimenler, bir yandan kırağı kristalleri hoş bir çelişki yaratıyordu.
Artık körfezi görmeyecek noktalara geldiğimizde güneş ortalığı iyice aydınlattı. Bundan sonra Yamanlar radar taraflarını görerek kuzeye doğru devam ettik. Bu şekilde Yamanların Batı doruklarına doğru hafif yükselerek ilerlerken rüzgâr nedeniyle soğuğun etkisi oldukça kuvvetliydi. Buna karşın güneşin sıcaklığı ve yürüme tempomuzun vücudumuzu ısıtması sayesinde herhangi bir sıkıntı yaşamadık.
Nihayet en yüksek noktalara geldiğimizde taşlardan insan boyuna yakın örülmüş bir zirve kulesi önünde hatıra fotoğrafları çektik. Bundan sonra artık Dumanlı Dağı’na kadar varan geniş açıklığı görerek ilerledik. Yer yer ağaçlık bölgelerden geçtik, yer yer toprak patikalardan ilerledik. Sonunda Örnekköy’den Karagöl’e ulaşan asfalt yola geldik. Bir süre yoldan devam edip artık terk edilmiş bir vizon çiftliğini de geçtikten sonra çok geniş bir yeşillik alanda öğle molası vermeye karar verdik. Zafer hemen ateş yaktı. Ben güneşe sırtımı vererek ateşten uzak bir noktada 669. sandviçimi yedim.
Tekrar yürüyüşe başladığımızda artık hep iniş yaptık. En uzakta Dumanlıdağ zirveleri, önümüzde Menemen boydan boya gözüküyordu. Hava çok açık olduğundan sol tarafta uzaklarda Villakent Mahallesi ve Serbest Bölge tesisleri çok güzel seçiliyordu.
Dağdan oldukça dik olarak indiğimizden dönüş kısa sürdü. Aşağılarda rüzgâr yoktu ve güneşin etkisiyle artık hava iyice ısınmıştı. Adeta mevsim değişmiş gibi hissettik, artık ortalıkta kırağı buz yoktu ve minik dereden şırıl şırıl sular akıyordu.
Bu güzel etkinlikte çektiğim fotoğraflardan ve arkadaşların medyada paylaştığı fotoğraflardan seçtiklerimden hazırladığım albümü aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.
Not: Aşağıdaki fotoğrafları herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.