Afyon ve Konya ile Isparta’nın il sınırlarını oluşturan ve Batı Torosların uzantısı olan Sultan Dağları, aynı zamanda Akşehir Gölü havzası ile Eğirdir ve Beyşehir Göl havzalarını da birbirinden ayırmaktadır. Biz etkinliği Afyon iline bağlı Deresinek kasabasından başlattığımız için, bu mevsimde yemyeşil olan havzalardan Eber Gölü’ne kadar olan kısmı görerek tırmandık. Daha yukarılarda zirveye yakın noktalardan, bulutların izin verdiği zamanlarda Akşehir tarafını görme şansımız oldu.
Günübirlik etkinliğimizi vaktinde tamamlayabilmek için Deresinek kasabasından dağa yakın 1700 metre yüksekliğindeki Çukuryayla kamp alanına kadar olan düz yolu traktörlerle katettik. Buradan saat 8:20’de başlayan yürüyüşümüz, karlı yamaçlarını uzaktan gördüğümüz zirvelere doğru yemyeşil tepeleri tırmanarak başladı.
Yürüyüş için son derece güzel, güneşli ve hafif esintili bir hava zevkli bir etkinlik olacağının ilk sinyallerini veriyordu. Ancak meteorolojik bilgilerimize göre bir yağış geçişine de hazırlıklarımızı yapmıştık.
Tırmanış boyunca Sultan dağlarının karlı doruklarını seyrederken çiçeklerle kaplı yeşil yamaçlardan geçtik. Yükseldikçe farklı çiçekleri gördük, uğur böcekleri kümelerine rastladık. Hedefimiz olan Gelincik Ana zirvesinin bulunduğu kütleye yaklaşırken iki yanımızdaki derin vadilerdeki dereciklerden gelen su sesleri, kendilerini görmediğimiz halde sürekli duyduğumuz kuş cıvıltılarına karışıyordu.
Arkamızda kalan Eber havzasına doğru baktığımızda bulutcukların havada asılı kaldıklarını görüyorduk; ancak Güney taraflarındaki biriken bulutlar kararmaya başlamıştı. Zirve konisindeki kar kulvarını geçmek için emniyet almak üzere gerekli ip, emniyet kemeri gibi teknik malzemelerimizi yanımıza almıştık ama, gene de bu geçiş sırasında yağışa yakalanmamayı diliyorduk.
Gelincik Ana zirvesinin bulunduğu kütleye ulaştığımızda yan geçiş için iple emniyet almayı planladığımız uzun kar kulvarının bu sene eridiğini gördük. Bu durumda teknik malzemeleri taşımadan zirveye gitmek üzere, grubun tamamı gelinceye kadar mola verdik. Ekip tamamlanınca bulutların hareketliliği de iyice arttığından oyalanmadık ve zirve noktasına ulaşmak için tekrar harekete geçtik.
Kütlenin sol tarafından yükselerek Güney tarafından zirveye ulaşmak için, nispeten kalabalık bir grup olduğumuzdan en emniyetli noktaları bulmak üzere, rehberlerimiz öncü çıkışları yaparak grubu beklettiler. Daha sonra tekrar harekete geçtiğimizde ben iyice soğuyan yaşlı(!) kaslarıma güvenmediğimden, gençlik tırmanışının son kısmını gençlere bırakarak, bu noktada kalmaya karar verdim. Rehberimizi bilgilendirmem üzerine 5 arkadaşla birlikte, tahminen 2500 metre civarında kalarak, zirveye giden 20 arkadaşımızı bekledik.
Zirve grubunu beklerken önce yağmur ve arkasından dolu yağdı. Rüzgarla birlikte artan soğuk beklememizi güçleştirmesine karşın, fazla uzun sürmediğinden çok üşümedik. Zaten kısa bir süre sonra da zirveye giden ana grup salimen geri döndü. Güneş de iyice ısıtmaya başladığı için, zirveye yakın bu noktadan aşağılardaki derin vadileri ve karlı yamaçları seyrederek neşe içinde öğle molası verdik.
Öğle molasından sonra etkinliğin dönüş kısmına geçerek geldiğimiz yollardan, çarşaklı tepeleri ve yeşil yamaçları aşarak aşağılara yürüdük. Arada geriye baktığımızda öğleden sonranın parlak güneşiyle Sultan dağlarının karlı yamaçları, çok güzel görünüyorlardı.
Saat 16:10’da etkinliğe başladığımız noktaya geldikten kısa bir süre sonra, bizleri tekrar Deresinek’e taşıyacak olan traktörlerimiz yamaçta belirdiler. Traktördeki sıkıcı yolculuk, etkinliği başarıyla bitirmiş olmanın verdiği keyifle neşe içindeki grubumuzu fazla etkilemedi.
Deresinek’te kıyafet değiştirip temizlendikten sonra bir kahvede çaylarımızı yudumlayarak biraz dinlendik. Daha sonra bizleri oldukça uzun bir yolculuk beklediğinden taşıtımıza binip İzmir’e doğru yola çıktık.
Sultandağı etkinliğinde çektiğim fotoğraflardan seçtiklerimi aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.
Not: Aşağıdaki fotoğrafları, herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.
Yazınızın yaşanmışlık ve emek ile oluştuğunu biliyorum. Güzel yazınız ve fotoğraflarınız için sizi kutluyorum Şinasi Bey.
Ayşegül
Teşekkür ederim Ayşegül Hanım.
Yazılarımı hemen etkinlik sonrası yazıyorum ki hem heyecan soğumadan duygularımı ifade ediyorum hem de daha önemlisi bazı ayrıntıları unutmadan. Ve de olabildiğince eksiksiz ve kısa yazıyorum, kimsenin okumaya çok vakti yok!
.
Deresinekli biri olarak teşekkür ederiz. Yine bekleriz sizleri.
Yorum yazarak katkıda bulunduğunuz için teşekkür ederim. Kulüp adına konuşmak gibi olacak, her yıl gelmek isteriz. Hem sizlerin konukseverliği, hem dağın güzelliği bizi çok etkiledi. Görüşmek üzere inşallah, sağlıka kalın, selam ve sevgilerimi gönderiyorum..