Bugün PetkimTrek Karya Yolu Ekspeditasyonu’da 4. Günümüz; Dün Çakıllıyalı’da bırakmıştık, oradan devam edeceğiz. Omzumdaki sıkıntıdan başka problemim yok. Bu sabah Zafer hasta olduğu için katılamayacağını söyledi; diğer arkadaşlar gayet iyiler Maşallah!
Aracımızla Çakıllıyalı’ya gelip 9:30 gibi yürüyüşü başlattık. Dün akşam yürüyüş sonunda mola verip denize girdiğimiz tesisin (Ege Pansiyon Mazı Köyü Taşlı Yalı) fotoğraflarını çektim. Belki bu yaz bir şekilde bu taraflara gelirsek, burada kalabileceğimizi düşündüm. Zira hem tesis şirin, hem deniz güzel, hem de bize servis yapan Oğuz(554.4114846) bende iyi bir intiba bıraktı.
Bugün Çakıllıyalı’dan itibaren artık hep sahilden yürüyoruz. Bu nedenle bu sıcak mevsimde zor gelen uzun tırmanışlar yok. Bugün tek başına rehberlik yapacak olan Mehmet Tural arkadaşımız, kısa iniş ve çıkışlı, nispeten kolay bir parkur olduğunu söyledi. Ancak rota oldukça uzun ve bu mevsimde gene de zorlu bir etkinlik olacağını düşünüyorum.
Çakıllıyalı sahilindeki Karia Yolu levhasında Çiflik 21 km yazıyor. Yani epeyce uzun bir yürüyüş olacak. Her ne kadar şimdi sahilde denizin esintisi ile güzel bir gün yaşayacağımız duygusuna kapılsak da, bu uzun yürüyüşte ilerde sıcaktan zorlanacağımızı düşünüyorum.
Dün bu sahile geldiğimizde, bir güneş şemsiyesi altında uyuklayan retriver kırması bir köpek koşarak yanımıza gelip bize sempati göstermişti. Bu sabah bizi görünce hemen peşimize takıldı. Peşimize takıldı dediysem, çoğunlukla önden gidiyor. Belli ki bu parkuru biliyor. Zaten yürüyüşe başlamadan önce hemen denize girdi ve serinledi. Ama yol çok uzun, mutlaka susayacak, acıkacak; artık ona bakacağız, çare yok. Nitekim yolda yarım litrelik yedek suyumu içti.
Bugünkü parkur tamamen deniz manzaralı. Bir sahilden geçip bir başka koya ulaşıyoruz. Bu şekilde kaç koy geçtik bilemiyorum ama epeyce zaman geçti ve yorulmaya başladık. Sularımız da azalmaya başladı; hatta bazı arkadaşlar sularının bittiğini bile söylediler.
Fidanlık gibi bir bahçesi olan bir mekanda arkadaşlar suları tazelediler. Benim sırtımdaki depoda su var sanıyordum, ama birkaç dakika sonra bitiverdi. Daha da epeyce yolumuz var, suyumu yedeklemediğim için kimseden su isteyemedim. Son saatlerde böyle devam etmek zorundayım.
Artık deniz manzarası ve koylar daha az ilgi çekmeye başladı. Hatta bazı yerlerde fotoğraf çekmedim bile. Bir yandan susuzluk, bir yandan terleyince gözüme akan güneş kreminin gözümü yakması canımı sıkmaya başladı. Köpekse her koyda denize girip, bize nispet yapıyordu adeta. Oysa vaktimiz olsa, bu pırıl pırıl denizlerde çok güzel serinleyebilirdik.
Artık iyice tükendiğimi hissettiğim bir yerde uzaktaki ağaçların arasından sanki bizim aracı görür gibi oldum. Murat ile birlikte biraz geride kalmıştım, doğrudur inşallah diyerek hızlandım. Gerçekten de sahile yakın bir yol kenarında aracımız park etmişti. Benden önce gelen arkadaşlar araçtaki suları kafalarına dikiyorlardı. Acele iki plastik bardak su içtim! Oh bee, Dünya Varmış!
Vardığımız nokta Çiftlik sahili Kargıcak; rotanın bundan sonrasındaki taşıt yolunu yürümeyeceğiz. Zaten Saat 19:00 oldu ve Wikiloc’a göre toplamda 18.6 km yürümüşüz. Yerine, oyalanmadan Ören’e dönüp Alarga Motel sahilinde denize girmeyi planlıyoruz.
Dönüş yolunda köpeği Mazıköy’de bıraktık; sonrasında kendisi bize katıldığı yeri bulabilir diye düşündük. Zaten çok akıllı bir köpek olduğundan, her yerde yaşama tutunabilir izlenimi bıraktı bizde.
Bu zevkli etkinlikte çektiğim fotoğraflardan ve arkadaşlarımın medyada paylaştığı fotoğraflardan seçtiklerimden hazırladığım albümü aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.
Not: Aşağıdaki fotoğrafları herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.