Ayşen’le birlikte, Çanak Sitesi’nden arkadaşlarımız Serpil Tanrıkulu ve Deniz Aktürk, Foça Hülya Tur organizasyonu olan Milet Gezisi’ne katıldık. Ağırlıklı olarak kadınların olduğu bir otobüs Foça’lı, Priene Kenti’nden başlıyarak, Eski Doğanbey Köyü, Karina Limanı, Milet Müze ve Antik Şehri gezildikten sonra Apollon Tapınağı’nı dışarıdan fotoğraflayıp Didim’de günü bitirdik.
Gün içindeki gittiğimiz yerler hakkında kısa bilgileri, ziyaret sırasıyla aşağıda veriyorum:
PRİENE
Priene Anadolu’nun İyonya bölgesinin en eski ve ünlü kentlerinden biridir. Ege Denizi kıyısında bir liman kenti iken, Büyük Menderes’in alüvyonlarının eski Latmos Körfezi’ni doldurmasıyla İ.Ö. 350 yıllarında şimdiki yeri olan Söke’nin batısındaki Myele Dağı’nın eteklerine dikkat çekici ızgara planıyla kurulmuştur. Roma çağında gerilemesi nedeniyle, Hıristiyanlıkla birlikte cılız bir kale olarak kalıp, günümüze sadece Hellenistik çağın yapılarıyla ulaşmıştır.
En önemli kalıntı olan 6×11 sütunlu Athena tapınağının ayağa kaldırılan 5 sütunu çok uzaklardan görülebilmektedir. Tapınağın hemen bütün sütun parçaları çevredeki araziye yayılmış vaziyettedir. Bir diğer önemli yapı olan 50 sıralı 5 bin kişilik Helenistik Tiyatro, ülkemizdeki en eski tiyatrolardan biridir. İlk sırasında kent soyluları için özel olarak yapılmış koltuklar vardır. Diğer önemli yapılar Agora, Zeus Tapınağı, Büyük İskender Evi, Gymnasium ve Stadyum’dur.
ESKİ DOĞANBEY
Eski adı Domatia olan Doğanbey, aslında bir Rum köyü. Geçmişi M.Ö. 7. yüzyıla değin uzanan köy, 1924 yılındaki mübadeleye kadar Rum halkının yaşam alanıymış. Köyün daha sonraki halkı olan Türklerin burayı terk ederek, 2 kilometre aşağıdaki bölgeye taşınmasıyla Doğanbey köyü, “Eski” ve “Yeni” olarak iki isimle anılmaya başlamış. Aralarında sanatçı ve siyasetçilerin de bulunduğu Eski Doğanbey köy halkı, şehrin gürültü ve stresinden çok uzak bir yaşam sürmek istiyor. Rehberimizin anlattığına göre köyde bir bakkal dahi olmasını istemiyorlar. Bugün Rum ve Türk mimarisinin örneklerinin sergilendiği bir Açıkhava müzesi görünümündeki köyde ziyaretçilerin dinlenebilecekleri birkaç tane kafe bulunmaktadır.
KARİNA LİMANI
Eski Doğanbey Köyü’ne 8 km mesafedeki Karina Sahili, Rumların zeytinyağı, bal, hububat, tütün, şaraplık üzüm gibi ürünleri gönderdikleri 1900’lü yılların ticaret limanı. Şimdilerde Büyük Menderes’in denize kavuştuğu coğrafyasının dalyan güzellikleri içinde bölgeye gelen turistlerin balık keyfi yaptıkları ünlü bir lezzet noktası.
MİLET
İyonyanın, hatta belki de Dünyanın, en eski ve önemli yerleşimlerinden biri olan kıyı kenti Milet’in Hitit metinlerindeki Millawanda olduğu sanılmaktadır. Atina ve adalardan gelen İyon göçü ile zenginleşen kentin 4 limanı varmış. Milet Thales, Anaksimenes, Anaksimandros gibi doğacı filozoflarıyla tanınmaktadır. Pers işgali ve Büyük İskender’in seferi sırasındaki direnişyle ünlenmiş. Menderes’in taşıdığı milden ötürü bugün kent denizden oldukça içeride bir düzlük ortasında kalmış. Antik çağda Milet’in batısında kıyıdan açıkta yer alan ünlü Lade Adası, ayni nedenle şimdi Tiyatro’nun 7 km batısında kuru bir tepe görünümünde. İ.Ö. 500’lü yıllardaki Pers işgali sırasında bu ada yakınlarında İyon Donanması tümüyle yakılmış.
Önemli kalıntıların başında Milet’in görkemli tiyatrosu geliyor. Hellenistik dönemde yalnızca 5300 kişilik oturma yeri olan tiyatro, Roma Çağı’nda günümüzdeki ölçülere ulaşarak 15 bin kişiden fazla oturma yerine sahiptir. Antik çağda deniz kıyısında bulunan tiyatro üzerine daha sonra Bizans-Menteşe kalesi inşa edilmiş. Tiyatrodan başka Athena Tapınağı, Stadyum, Güney ve Batı Agora ile çeşitli hamam ve kilise kalıntıları geniş bir alanda yer almaktadır. Kent öreninden gelen buluntular, özellikle kentin kronolojisini veren seramik kolleksiyonları Milet Müzesi’nde sergilenmektedir. Didyma Tapınağı’na giden kutsal yolun başlangıcı olan Kutsal Kapı da kentin güneyinde yeralmaktadır.
APOLLON TAPINAĞI
Milet kentinin kutsal kehanet alanı olan Didim Apollon Tapınağı, 18 km’lik kutsal yol ile kente bağlanıyor. Yolun kenarındaki önemli heykel ve anıtlar British Museum’da bulunmaktaymış. İ.Ö.550’li yıllarda 8×21 sütunlu olarak yapılan Arkaik ilk tapınak, Lade Savaşı sırasında Persler tarafından yıkılmış. İ.S. 300-200 yıllarında yapılan yeni tapınak ise, günümüzde görünen kalıntılarıyla bile başdöndürücüdür. Çevreye dağılan parçalarıyla bütünüyle ayağa kaldırılabileceği ifade edilen tapınağın, tıpkı Efes Artemis’i gibi Dünyanın 9. Harikası olmayı hakettiği iddia edilmektedir.
DİDİM
Didim’de, Altınkum olarak bildiğimiz koyda 1.5 saat serbest olarak gezdikten sonra İzmir’e ve Foça’ya dönüldü.