Pazar günü Ayşen’le İDADİK yürüyüş programında yeralan “Dede Dağı Sevgili Fikri Hepseven’i Anma Etkinliği”ne katıldık. Bağyurdu’ndan başlayacak yürüyüşe katılımımız çok  konforlu oldu, zira Villakentli komşumuz Ümit Yılmaz otomobiliyle yolculuk yapma kararı alıp bizi de davet etti!

İDADİK yürüyüşçülerini taşıyan 2 otobüsle gelenler arasında Sevgili Fikri’nin Eşi ve Kızı ile bazı yakınları da bugün bizimle birlikteler. Bağyurdu kahvelerinde sabah kahvaltısı yapıldıktan sonra, zirveye gidecek  B Grubu yürüyüşçüleri, Fikret Demirbaş rehberliğinde 17 arkadaşımız, oyalanmadan yola çıktılar. Katılanlardan aklımda kalanlar: Halil, Osman, Salih, Soner, Devlet, Durmuş, Yusuf, Çakıl, Mustafa.

Bizim de içinde yeraldığımız A Grubu ise, biraz daha sabah keyfi yaptıktan  sonra Saat 10 gibi Bağyurdu  sokaklarından geçerek dağ yoluna çıktık. Rehberimiz Abdurrahman Dağlı ve misafirlerle birlikte toplam 30 kişiyiz. İsimlerini hatırladıklarımı yazmaya çalışayım: Artçı Ümit, Ayşegül, Elvan, Kamer, Kudret, Reçhan, Hakan, Gökben, Zeynep Derya Erseven.

Hava çok güzel, hafif serin. Kış değil de sanki bahar serinliğinde yürüyoruz, oysa zirvelerde karlı tepeler gözüküyor. Şayet tepelerde kar derinliği fazla ise B grubunun zorlanacağını düşünüyoruz. Bizim grup ise çok yavaş bir tempoda yürüyor. Başlangıçta Ayşegül güzel bir ısınma hareketleri yaptırdı ki, en çok orada  zorlandık!

Vadi tabanından yavaş yavaş yükseliyoruz. Gövdeleri yeşil yosunlarla kaplı çınarların yaprakları patikayı ve dere yatağını kaplamış. Bazı yerlerde kestane yaprakları  ve kestane kabukları üzerinden geçiyoruz. Çevremiz o kadar yeşil ki,dikkat etmeyen biri yerlerdeki sararmış yapraklar olmasa, bahar mı güz mü karıştırabilir. Derede su akmıyor, sadece bazı dere yatağı geçişlerinde minik gölcükler gördüm.

Grupta misafirler olduğundan sık sık durup arkada kalanları bekliyoruz. Böylece çok düşük bir tempoyla yol aldığımızdan Zeybek Pınarı’na 3 saatten uzun bir sürede ulaşabildik. Civarda hafif kar olduğundan mola için kuru bir yer bulmakta zorlandıksa da, sonunda kuru yapraklar üzerinde sandviçlerimizi yedik.

Molayı fazla uzatmadan pınarın yanındaki patikadan kuzey istikametinde yol alıp dağın sırtlarında güneşe çıktık. Parlak güneş Dede Dağı vadilerindeki sislerle uzaklardaki dağların silüetlerini muhteşem tablolara dönüştürüyor. Burada çektiğim fotoğraflar gözlerimizin gördüğü güzellikleri yansıtmaktan çok uzak  kalıyor!

Zirveden dönecek arkadaşlarla “Dağcı Fikri” hatıra anıtında ayni zamanında buluşabilmek için sık molalar vererek ve muhteşem dağ manzaralarını izleyerek buluşma noktasına geldikten henüz birkaç dakika sonra B Grubu da gelince, bu güzel zamanlama herkesi mutlu etti. Biraz sonra ailesiyle birlikte Fikri anısına konuşmalar ve saygı duruşu yaptık. Daha sonra tüm gün içimizde yaşattığımız hatırasını hissetmeye devam ederek Bağyurdu’na indik.

Bağdurdu kahvelerinde Sevgili Fikri’nin Babası gruba çay ısmarladı. Sohbetler devam ederken, bizler özel taşıtla gelmenin ayrıcalığı ile arkadaşlarımızla vedalaşıp İzmir’e doğru yola çıktık.

Bu etkinlikte çektiğim çok az sayıdaki fotoğraflardan seçtiklerimi aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.

Not: Aşağıdaki fotoğrafları, herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.

Dededağ etkinliklerimizin dökümü aşağıda verilmiştir: