Birkaç gün önce başlayan havaların ısınması ile birden çiçeğe büründü çevremiz. Villakent bahçelerindeki erik, badem, şeftali ağaçlarının çiçekleri ve mahallemizin çevresindeki doğal yeşil alanlarda papatyalar, yaban laleleri, ebegümeci, gelinsaçı(dededeğneği) ve isimlerini bilmediğim başka bir sürü küçük sarı mor mavi çiçekler. Bu nedenle böyle güzel havalardan yararlanarak, sıcaklar biraz daha yükselmeden, doğada güzel bir gün geçirmek için fazla uzaklara gitmek gerekmiyor.
Etkinlik yeri olarak Kozbeyli içinden başlayıp YeniFoça koyunu gören Fula Dağı üzerine araç genişliğinde yapılmış ve mesafeleri işaretlenmiş yürüyüş ve bisiklet yolunu seçtik. Komşu 4 aile buluşup iki otomobille Saat 9:15 gibi Villakent’ten yola çıktık. Kozbeyli’yi geçip kuzey girişindeki İlkokul sapağında yeralan yürüyüş yolu levhasını takip ederek devam ettik. Evlerin bitiminden sonra tepeye vuran yoldan yükselerek orman içine girdik.
Yağmurlardan sonra bozulup göllendiği için devam etmesi biraz sıkıntı verebilecek bir noktada araçlarımızı park ettik. Giysi ve çanta durumumuzu ayarlayıp yürüyüşe başladığımızda saat 9:50 olmuştu. Oya Boran, Emin Ildızlı, Hatice ve Tayfun Kırmızıbayrak ile birlikteyiz. Bugün ayrıca hoş bir sürpriz olarak Liz de doğa yürüyüşü yapacak. Geçen sene Ekim ayından beri uzun bir yürüyüş yapmamıştı, çok keyiflendiği her halinden belli oluyordu.
Yürüyüş için harika bir gün, ne sıcak ne soğuk. Pırıl pırıl gökyüzü ve tertemiz bir hava. Neresinden baksan dörtdörtlük bir atmosfer içindeyiz: Ortalık yemyeşil ve bol miktarda çiçek var. Öncelikle papatyalar her yerde; uzaklarda, ağaçların arasındaki yeşil açıklıklarda kar yağmış gibi görünüyorlar.
Yürüyüşün hemen başında bir lale görür görmez acele fotoğrafını çektim. Sonrasında yukarılara doğru o kadar çok lale gördük ki hangisinin fotoğrafını çekeceğimi şaşırdım diyebilirim: O kadar renkliler, o kadar güzeller ki!
Yürüyüş yolu, geçen kışın yağmurlu günlerinden sonra yumuşacık olmuş. Yol kenarlarında zaman zaman akan suları Liz hiç kaçırmıyor; hem içiyor, hem içinden yürüyor. Neredeyse bazı gölet kadar büyüklerine girip yüzecek gibi!
Ortam güzel, yürüyüş de rahat olunca çeneler durmuyor. Sohbet muhabbet yürüyoruz. Uzun süre bayanlar önden daha hızlı yürüyüp grubun temposunu artırdılar. Bir ara karabaşotu topladılar da, anca yetiştik onlara. Ben genelde orta kısımda yürüdüm ve Liz de öne arkaya habire gitti geldi!
Bu şekilde yürüyerek 2 saat sonra Yenifoça manzaralı, tepesinde Türk Bayrağı dalgalanan yükseltinin yamacına ulaştık. Papatyalar içinde, bazen gölgede bazen güneşte oturup keyifli bir öğle molası geçirdik.
Moladan sonra geldiğimiz rotadan geri döndük. Gene aynı panaromik manzaralar, gene ayni laleler papatyalar! Ancak bu defa güneş biraz etkili olduğu için tempomuz biraz düştü. Arada gölgelerde kısa molalar verdik.
Araçlarımızı parkettiğimiz yere yakın bir noktada, eşini almaya gelen Mehmet Boran ile karşılaştık. Bu son kısmı hep birlikte yürüdük. Yürüyüş etkinliğimizi noktaladıktan sonra başka bir program yapmayı düşünmedik. Toplamda 5.5 saatte 11.21 km’lik yürüyüş bugün için yeterli bir aktivite olmuştu. Biz araçlarımıza binip Villakent‘e döndük, Oya ve Mehmet Boran Kozbeyli’ye kadar yürüyüşe devam etmişler.
Bu güzel etkinlikte çektiğim fotoğraflardan seçtiklerimle hazırladığım albümü aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.
Not: Aşağıdaki fotoğrafları herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.