Cem’i işleriyle başbaşa bırakıp Ayşen, Masha ve Maya’yla birlikte yaklaşık yarım saatlik bir yolculuktan sonra Red Butte Garden’e geldik. Giriş ücreti ödedikten sonra önce bina içinde sergilenen bitki köşelerini ve minik resim sergisini izledik. Daha sonra elimizdeki haritadan yararlanarak botanic parkını dolaşmaya başladık. Her mevsimde farklı bir renk cümbüşü içinde olduğunu tahmin ettiğimiz bahçenin Ekim ayındaki sonbahar renkleri olan sarı, kahverengi ve kızıl renklerine, bahçenin her noktasından görünen dağların güz renkleri de eşlik ederek harika manzaralar oluşturmuş.
Red Butte Garden bahçesindeki bitkiler her biri ayrı şekilde hazırlanmış mimari temalar içinde sergilenmişler. Özetlemek gerekirse baçedeki bu farklı bölgeler Dört Mevsim Bahçesi(Four Seasons Garden), Çiçek Yolu(Floral Walk), Gül Bahçesi(Rose Garden), Şifalı(Herb) Bitkiler, Tıbbi(Medicinal) Bitkiler, Kokulu(Fragrance) Bitkiler, Çocuk Bahçesi(Children’s Garden), Meşe Tüneli(Oak Tunnel) olarak isimlendirilmiştir.
Red Butte Garden İdaresi bitki bahçelerinde sene içinde çeşitli kültürel ve sosyal faaliyetler de düzenlemekteler. Bizim gezdiğimizde her sene 31 Ekim’de kutlanan bizim Cadılar Bayramı dediğimiz Halloween hazırlıkları yapılmakta olduğundan bahçenin çeşitli yerlerinde konuyla ilgili maket ve resimler gördük. Maya daha fazla dışarıda kalamayacağı için akşam 18’den sonra başlayacak olan “Garden After Dark” gösterilerine katılamadık. Son olarak ziyaret ettiğimiz idari bina yanındaki özel olarak ısıtılmış kapalı alanda, Akdeniz Bölgesi gibi ılıman iklimlerde yaşayabilen zeytin, zakkum gibi bitkiler ve sarmaşıklar sergilenmiş. Burada ayrıca Halloween dolayısıyla bol miktarda kullanılan bal kabağı depolanmış. Burada Maya ve Masha’nın birlikte bugünkü son fotoğraflarını çekip bahçeden ayrıldık.
Red Buttle Garden gezimizde çektiğim fotoğraflardan seçtiklerimi aşağıdaki albümden izleyebilirsiniz.
Not: Aşağıdaki fotoğrafları, herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.
Tüm renkleri doğada, ağaçlarda görmek benim çok hoşuma gidiyor ve beni çok mutlu ediyor. Her ağacın farklı bir tonda kızarıp sararması tabiatın bir mucizesi. İlkbaharda da bunun tam tersi oluyor. Yeşilin her tonunu ağaçlarda yaşıyor insan. Elbette farkedebilenlere.
Şu an ülkemiz de sonbarı yaşıyor. Kurban bayramı için Bolu’ya gittiğimde bende doya doya bu güzellikleri yaşayacağım. Amerika ile Türkiye’nin aynı dönemde sonbaharı yaşadığını daha önce hiç düşünmemiştim.