Utah Devlet Binası(Utah State Capitol), Salt Lake City şehir merkezinin kuzey doğusundaki Capitol Hill tepesindeki haşmetli duruşuyla şehrin hemen her noktasından görülebilmektedir. Dün Ayşen ve Cem’le, Waşington’daki Amerikan Kongre binasının daha küçük birebir kopyası olan yapıyı yakından görmek istedik. Aracımızı parkettikten sonra meclis binasına yöneldik ve görebileceğimiz son noktaya kadar gitmeye  karar verdik. Ve inanılmaz bir şekilde, hiç bir noktada kontrol ve yasak ile karşılaşmadan, meclis çalışmalarının yapıldığı toplantı salonunun, üzerinde sessiz olmak ve flaş kullanmama uyarıları yazan kapısına kadar geldik.  Girişteki görevli gülümseyerek karşılayıp yer göstermesine karşın, biz birkaç fotoğraf çekip oturumu bir süre izlemekle yetindik. O sırada bir kanun tasarısını tartışmakta olan vekiller sonunda yapılan oylama ile 180 numaralı yasayı kabul ederek senatoya havale ettiler!

Utah Devlet Binası, 1912-1916 yılları arasında, yakındaki Little Cottonwood Canyon vadisinden getirilen granit taşları ile antik yunan ve roma mimari görüntüsünde yapılmış. Bina kabaca, bir tarafında meclis salonu ve öbür tarafında yüksek mahkeme yerleşimi olmak üzere iki kanattan oluşmaktadır. Orta kısımdaki gökyüzü ve martı resimleriyle kaplı heybetli bir tavanı olan kubbeli bölüm, yapıyı dengelemektedir. Senato yerleşimi ise üçüncü kattadır. Katlar binanın orta kısmına bakacak şekilde dış görünümündeki antik mimarı görünüme uygun olarak tasarlanmış. Koridorlarda Utah tarihinin kilometre taşlarından heykel, resim ve objeler sergilenmiş. 

Bütün mimari süslemelere karşın binanın taş mermer yapısından dolayı, genel olarak soğuk bir ortam var. İşleriyle yoğun meclis çalışanları, ABD’de genel olarak görmeye alıştığımız rahat giysilerle değil, takım elbiseli ve şık kıyafetteler. Tavanından görkemli bir avize sarkan kubbeli bölümde eczacıların bir etkinliği sergilendiğinden, burada beyaz önlüklü sağlık elemanları gördük. Biz Cem’le etrafın fotoğrafını çekerken, onlar kendileriyle ilgili olduğunu tahmin ettiğimiz bir yasa hakkında yoğun bir bilgilendirme alışverişinde bulunuyorlardı. Yani demokrasi çalışıyor; propaganda ve yasama organları özgür bir ortamı paylaşıyorlar.

Utah Devlet Binasını bu duygular içinde terkederken, binanın karlı bahçesinden son bir fotoğrafını çekip otoparka yöneldik.

Bu güzel etkinlikte çektiğim fotoğraflardan seçtiklerimden hazırladığım albümü aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.

Fotoğraf albümüne geçmeden önce binada yaşadığımız minik bir hikayeyi anlatacağım:

Yüksek Mahkeme kısmına geldiğimizde fotoğraf çekerken biraz tereddüt ettim. Zira giriş kısmında birkaç ciddi görünümlü senatör kılıklı birileri bize bakıyordu. Adam benim tereddütümü hissedince hemen bana  rahat olmamı söyledi ve sonra gülümseyerek birşeyler anlattı. Ben tam anlayamadım, Cem lafa girdi. Adam Cem’in koluna girdi, birlikte uzaklaştılar. Birazdan döndüklerinde Cem gülümsüyordu. Adamla vedalaştıktan sonra bize fotoğraf makinesinden bazı fotoğraflar gösterdi. Cem’e demiş ki” Size bir sır vereyim isterseniz, bu binanın şeytanını gösterebilirim”. Cem kabul edince birlikte erkekler tuvaletine gitmişler. Tuvaletin giriş kapısının solundaki mermerin fotoğrafını çekmesini istemiş. Fotoğrafı büyütünce mermerin desenleri arasından bir surat silüeti beliriyor. Aşağıdaki albümdeki son 3 fotoğraf şeytanın yerini ifşa ediyor!

Not: Aşağıdaki fotoğrafları, herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.