2006’nın Mayıs ayında Villakent’teki evimize taşındığımızda, bahçemizde hiç bir şey yoktu. Brüt 500 m2 olan arsamızdaki bahçede çimen ve çiçek olacaktı kuşkusuz. Ayşen sebze yetiştirme niyetinde değildi ve tek bir meyve ağacı bile istemiyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse ben de sebze yetiştirmek istemedim ama birkaç meyve ağacımız olması güzel olurdu. Ayşen diyordu ki: “Burası köy bahçesi gibi olmayacak. Meyveler sineklere neden olur. Sadece çimen ve çiçek yetiştireceğiz”. Neticede bu gerekçeyle, bahçemizin peyzaj işlerini yaptırdığımız Egekoop görevlisi Umut Hanım’dan, kışın dahi yeşil kalan çalı bitkilerinden oluşmak üzere sadece çimen ve çiçek istemiştik.
Geçen zaman içinde bahçemize ekilen çimen ve çiçekler ile çalı fidanları büyümeye başladılar. Ancak ben hep arka bahçede birkaç meyva ağacının eksikliğini hissediyordum. Israrcı taleplerim sonunda Ayşen’i ikna ettim ve bir kayısı fidanı dikmeyi kabul ettirdim. Hemen, o sıralarda Villakent’teki kadim fidancısımız(Allah Rahmet Eylesin, geçen sene vefat etti), Yaman Ersaçan’a koştum: “Dostum, hanımı ikna ettim, bana güzel bir kayısı fidanı lütfen”. Yaman Bey kollarını iki yana açtı: “ Maalesef hiç kayısı kalmadı, herkes kayısı aldı”. Bir süre hayal kırıklığı geçirdim, daha sonra Yaman Bey’in başka meyva ağacı önerisini kabul ettim ve bir kiraz sectim. Ancak Yaman Bey ‘Kiraz tek başına yetişmez’ dedi: “Yanına ya bir kiraz daha vereceğim, ya da vişne alacaksın”. Bunun üzerine, çeşit olsun diye bir de vişne seçtim ve evin yolunu tuttum. Ayşen fidanları görünce, “Bir meyve deyip iki tane alıyorsun” diye bir süre söylendi. Durumu anlattım ve kirazla vişneyi bahçeye diktik.
Bundan bir hafta kadar sonra gibi, Ayşen’le Villakent’te yürüyüş yaptığımız bir sırada, Yaman Bey’le karşılaştık; daha uzaktan seslendi: “Şinasi Bey, kayısı siparişiniz geldi, alabilirsiniz”!. Böylece kayısıyı da bahçeye diktik.
Bir süre sonra ziyaretimize gelen dostlar, akrabalar ellerinde birer meyva fidanı ile gelince, bahçede artık meyve dikecek yer kalmadı. İnanır mısınız, şu anda arka bahçede tam 20 tane meyve ağacımız var. Bunların listesini aşağıda veriyorum. İlk on tanesi oldukça büyük ağaçlar oldular ve çok fazla meyve veriyorlar. Hele Kayısı, meyveleri hem tatlı ve lezzetli hem de çok verimli. Sezonda alt dallar ağırlıktan yerlerde. Taze yiyoruz, komşulara ikram ediyoruz, bitirmiyoruz! Son zamanlarda artık marmelat ve pestil yapmaya başladık.
Kayısı dışında Şeftali, Erik, Vişne ve Elma da verimli, Kiraz ise çok büyüdü ama nihayet geçen sene birkaç kilo meyve verdi. Ayva, Dut, Yenidünya da fena değil. Diğerleri de büyümeye devam ediyorlar. Siz siz olun bahçenizde mutlaka meyve ağaçları yetiştirin; Ayşen bile ilk defa yanlış tutturduğunu kabul etti!
Meyva Ağaçlarımız: Kayısı, Kiraz, Şeftali, Erik, Elma, Vişne, Yaban Eriği, Ayva, Yenidünya, Nar, Ekşi Nar, Ceviz, Dut, Nektar Şeftali, Çekirdeksiz Nar, Zeytin, Limon, Armut, Çağla, Mandalina.
Bahçemizdeki Kayısı ağacımızın çektiğim birkaç fotoğrafını aşağıda veriyorum:
Not: Fotoğrafların herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.
AN APRICOT TREE STORY
When we moved to our house at Villakent in May 2006, there were nothing at the garden. Certainly there will be grass and flowers in the garden that land was 500 square meter gross. Ayşen did not intend to grow vegetable and did not want even one fruit tree. To tell you the truth, I didn’t want to grow vegetables either, but I wish we had a few fruit trees. Ayşen said: This place will not be like a village garden. Fruits cause flies. We will only grow grass and flowers. For this reason, we asked for grass and flowers that would remain green even in winter, from Egekoop Expert Ms. Umut, whom we had landscaping work done.
In the passing time sowed grass and flowers and bushes started growing. But at least I was feeling lack of some fruit trees in the backyard. Finally, with my insistent demands, I convinced Ayşen and made her accept to plant an apricot tree. Immediately I did run to our ancient planter Mr.Yaman Ersaçan(May God Have Mercy). “My friend, I convinced my lady, please give me a beautiful apricot sapling.” Yaman Bey spread his arms to both sides: Unfortunately there are no apricot saplings left, everyone bought apricots. I was disappointed for a while, then I accepted Yaman’s suggestion to prefer other fruit saplings and chose a cherry.
However, Yaman Bey said, “Cherry cannot grow alone”: You will buy another cherry or a sour cherry. Upon this I prefer sour cherry as differant variaty and return home. Ayşen joshed that I told one fruit and buy two, when she saw the saplings. When Ayşen saw the saplings, she made fun of me and said that one fruit was mentioned and I bought two. I explain the status and we planted the cherry and the sour cherry saplings to the garden.
After a while, the friends and relatives who came to our visit came with a fruit sapling in their hands, so there was no place left to plant fruit in the garden. There are currently 20 fruit trees in the backyard, can you believe it? I list them below. The top ten have become quite large trees and bear a lot of fruit. Especially apricots are very sweet and delicious, and are also very abundant. Lower branches produced apricots on the ground due to the weight. We eat fresh (I did not prefer to say we consuming it), we produce marmalade and dried apricot pulp. Apart from apricot, peach plum cherry and apple are also fruitful. The cherry grew wonderfully and finally gave a few pounds of fruit last year. Quince, mulberry, loquat also not bad. Others also continue to grow. I recommend you, you should plant fruit trees in your garden; even Ayşen admitted that her insistence on this matter was wrong.
Our Fruit Trees: Apricot, Cherry, Peach, Plum, Apple, Sour Cherry, Wild Plum, Quince, Loquat, Pomegranate, Sour Pomegranate, Walnut, Mulberry, Nectar Peach, Seedless Pomegranate, Olive, Lemon, Pear, Unripe Almond, Mandarin.
Belows are a few photos I took from the apricot tree in our garden: