“NOT: Bu yazı, Blog Sayfamda yazmaya başlamadan önceki yıllarda, her doğa sporları etkinliğimden sonra kendim için hazırladığım notlardır. Bu notlarımı tükenmez kalemle, yani herhangi bir düzeltme yapmadan, bir çırpıda ve ağırlıklı olarak tek bir sayfada bitiriyordum. Neticede bunlar, ileride sadece benim okuyacağım “KENDİME NOTLAR” başlığı altına toplanabilecek, adeta işlenmemiş HAM yazılardır; ancak bu haliyle dahi ismi geçenler için anıları tazeleme tadı verebilmektedir.“
” 31.03.2002
Kemalpaşa’dan Nif Zirve Kaynaklar
Ayşen’in ameliyatı nedeniyle yalnız olarak İdadik C’ye katılıyorum. Aliağa’dan Zafer, Faruk, Mehmet, Cengiz’le birlikte Faruk’un otosuyla sabah Konak’a vasıl olduk. B Grubu da Nif Balık Çiftliği yolu kapalı olduğundan bize katıldı ve toplam 35 kişi olduk. Rehber Muharrem Kaya. Gruptan hatırladıklarım: Recan, Adil, Çakıl, Günay, Tülay, Yaşar, Enis(Diş Hekimi), Neriman, Durmuş.
Kemalpaşa’dan Balık Çiftliği yoluna saptık. Kasabayı geçip yükseldik ve toprak yoldan kazayı iyice yukarıdan gören bir yere kadar geldik. Sonunda taşıtlardan inip yürüyüşe başladık. Saat 9:00. Açık, serin bir sabah. Muharrem güzel bir patikayla grubu yürütmeye başladı. Hemen ilk fırsatta güzel bir cimnastik yaptırdı. Daha sonra yürüyüşe devam ettik. Patika güzel. Balık Çiftliğinin bulunduğu vadiyi solunuza alarak yükseliyoruz. Tempo oldukça hızlı ama şikayet eden yok. Bir evli çift (sarı saçlı uzun boylu bir bayan) ve eşi biraz zorlanıyor ve geride kalıyorlar.
Bin metrelere ulaştığımızda yerde karlar belirmeye başladı. Birkaç yüz metre sonra iyice kar kaplı alanlara geldik. Aşağıdaki çiçekli bahçeler, kuş sesleri, dere sesleri yok oldu ve adeta mevsim değişerek kışa döndük. Ağaçlar dallar kar kaplı. Yer yer buz sarkıtları dallardan sarkıyor. Kar en fazla 15-20 santim derinlikte. Bazıları tozluklarını giydiler. Bense şortla yürümeye devam ediyorum. Enis’le biraz lafladık: Şort muhabbeti ve sonra Ayşen’i sordu. “Evlilik” ve “Birlikte etkinliklere katılmak” üzerine konuştuk.
1250 metre civarında bir yüksekliğe ulaştığımızda karşıda Karlık Zirvesinde kulübe gözüküyor. Ancak sanki çok uzakta gibi! Önümüzde uzun ve derince bir adiyi geçmek zorundayız. İnsanın moralini bozacak kadar uzakta gözüküyor. Ama biliyorum ki 2 saatte zirveye varırız. Nitekim saat 13:20’de zirvedeydik. Zirve binasının nispeten rüzgâr almayan Bornova tarafına yerleştik. Yerler kar, bazı tahta parçaları üzerine oturmaya çalıştık. Manzara oldukça açık. Güneş biraz azaldı. Hafif bulutlanma başladı.
14’te tekrar yola koyulduk. Önce sırttan karlı bölgelerde ilerledik sonra dimdik aşağıya inip toprak yola girdik. Bu yürüyüş oldukça sıkıcı oldu. Zaman zaman yoldan çıktık ama çoğunlukla toprak yoldaydık. Bu da epeyce sıktı. Döne dolaşa 17:30 gibi Kaynaklara indik. Kaynaklar çok kalabalık. Hava güzel olduğundan İzmirliler gelmişler. Anıt çınar gölgesindeki kahveyi doldurmuşlar. Çevrede seyyar manavlar var. Ben sadece pet şişeme su doldurdum Ayşen’e götürmek için. Tatlı bir yorgunluk var. Arkadaşlar çevredeki masalarda bir şeyler içtiler ve otobüsümüze dolup İzmir’e döndük. Muharrem Üçyol’da vedalaşıp indi. Biz de Konak’tan Aliağa’a döndük.
Anıt çınar üzerindeki tarih aynı: 980 yıllık! “