LİZ ARTIK YAŞAMIYOR! (11 June 2021)

Son iki aydır hareketleri iyice yavaşlayınca Liz için birgün bu başlıkta bir yazıyı kaleme alacağımı biliyordum. Elden birşey gelmiyor; 18.yaşına gireli henüz bir ay kadar olmuştu. Komşumuz Veteriner Oya Boran’ın gözetiminde ne kadar özen gösterdiysek de, son günlerinde en sevdiğini düşündüğüm mamalar yapsam da hergün daha az yedi, sonunda su bile içmedi ve gözümün önünde yavaş yavaş ‘söndü gitti’ garibim!Yazının başlığı gerçekleşince, gereğini yaptık. Arkasından Liz ile ilgili duygularımı yazıya dökmek istiyordum ama bir türlü elim varmadı yazmaya. Bugün başlayayım dedim, pek yol alamadım. Birkaç gün sonra tekrar devam etmeyi deneyeceğim. 18.06.2021.

İlk köpeğimiz Venüs’ü yavru iken sahiplenmiştik. Villakent’e taşınmamızın hemen ertesi günü Ayşen’in mesai arkadaşı Dr.Murat Bey aradı ve gelip yavruyu seçmemizi söyledi. Kendi köpeği Mars’ın çiftleştiği komşu köpek yavrulamıştı ve bir yavru köpeği seçme hakkında öncelik erkek köpeğin sahibine aitti. Aslında köpek çok sevmeyen ve biraz da köpekten korkan Ayşen, pek hevesli gözükmüyordu ama Dr.Murat’ın ısrarlı önerileri üzerine bir yavru sahiplenmeyi kabul etmişti. Seçimi Ayşen’e bıraktım ve ismini de koyması için ısrar ettim; “Venüs” dedi Ayşen: Madem Babası Mars, yavru da Venüs olsun.

Venüs’ün de hikayeleri var, ayrı bir yazıda kaleme alırım inşallah. Ancak Venüs’ü çok genç kaybettik; bir kısırlaştırma operasyonundan birkaç gün sonra bir sabah kaskatı bulmuştum bahçede. Çok üzülmüştüm ve suçlamıştım kendimi böyle bir operasyona onay verdiğim için.

Venüs’ün vefatından henüz birkaç gün sonra Villakent’te bir komşumuz buldukları Venüs gibi German Shepherd kırması bir köpeği önerdiler. Ulukent İzban İstasyonu yakınlarında gece yarısı yavruları ile gördükleri köpeği, ertesi gece ayni yerlerde ama bu defa sadece tek yavru ile kalmış olarak görünce araçlarına almaya karar vermişler. Ancak karanlıkta onları bulmak mümkün olmamış ve araçlarına geri dönmüşler. Bir de bakmışlar ki anne köpek onları bekliyor. Kapıyı açmışlar, hemen araca atlamış. Bunun üzerine geri dönüp tek yavruyu çok aramışlarsa da bulamamışlar. Köpek de araçta keyifle oturmayı sürdürünce beraberlerinde Villakent’te gelmişler ve bahçe dışına zincirle bağlamak zorunda kalmışlar, Zira Liz evlerindeki diğer köpeklere karşı çok hırçınmış. Bu durumda Liz’e sahip araştırmaya başlarken Venüs’ün öldüğünü duymuşlar. Onlara bu defa bir erkek beslemek istediğimi söyledim ama gene de bizim sokaktaki bir komşu için gelip köpeği alabileceğimi söyledim.

Liz’i bulanların evine gittiğimde Liz bahçe duvarında gayet agresif bir ifade ile oturuyordu. Ancak alıp eve götürürken çok uysal davrandığını ve benim sözümü dinlediğini farkettim. Hatta biraz sonra zinciri çıkarıp serbest bıraktım. Uysal bir şekilde beni izledi. Köpeği sahiplenmesini önerdiğim komşum Liz’i hiç beğenmedi ve erkek köpek istediğini söyledi. O sıralarda Liz’in memeleri yere değiyordu neredeyse!Köpeği sahiplendiremeyince geri götürmeye gönlüm elvermedi. Ayşen de yüreklendirince Liz’i sahiplenmeye karar verdik. Liz’in, daha önce yazdığım gibi, çok agresif bir havası vardı; özellikle bahçemize yaklaşan köpeklere çok şiddetli tepki veriyordu. Muhtemelen yavrularını köpeklerden korumak için çok savaşmış olmalı. Bu yapısını ölünceye kadar hiç değiştirmedi ve hep başka köpeklere karşı çok haşindi. Çok dikkat etmeme karşın birkaç köpek yaraladı ve birkaç kedi boğdu. Bu nedenle yerleşimden uzak yerlerde bile uzatma ipinden salivermedim. Ancak bazı dağlarda ve yerleşimlerden iyice uzak yerlerde özgür dolaşmasına izin verdim.Liz başlangıçta Ayşen’e bile korku vermişti, zira ilk karşılaştıklarında havlamıştı. Ancak düzenli olarak hersabah yürütünce ve bizlere alışınca agresif görüntüsü kayboldu ve birkaç ay sonra bambaşka bir köpek oldu. Memeleri kayboldu ve daha dik durmaya ve sempatik bakmaya başladı. Hatta onu bulanlar ziyaretimize geldiklerinde değişimine çok şaşırmışlardı. Bizden ona “Liz” diye seslenmemizi istediler; çocukları koymuşlar bu ismi. Ancak sonraki yıllarda öğrendik ki, bulduklarında boynundaki tasmada “Lisa” yazıyormuş ve çok kaliteli bir tasma olduğundan kendilerine alıkoymuşlar!

Liz’le her sabah hemen en yakın noktadan Villakent dışına çıkıp doğada yürüdük. Evimizin bulunduğu tarafta bulunan Sazlıgöl kenarına kadar inerek belirlediğimiz parkurlar vardı. Köpek gezdirmeyenlerin bazıları bilmezler, köpekler ayni yerlerde turlamayı severler. Ya da bize öyle geliyordur belki. Hersabah yürüdüğümüz rotaları sanki ilk defa gibi keyifle katederler. Bıkmadan usanmadan ayni noktaları koklamayı ihmal etmezler.İlk yıllarda Villakent dışına çıkınca salıveriyordum, benim yürüme tempoma uyarak istediği yeri istediği kadar kokluyordu. Sonraki yıllarda Sazlıgöl yakınlarına yeni bir ağıl konuşlanınca oradaki köpeklerle dalaşmasın diye bağlı tuttum. Bu durumda koklamalar zorunlu olarak çok azaldı ve yürüyüşe odaklanmasını sağladım. 

Veterinerimiz bulunduğunda 3.5 yaşında olduğunu söylemişti Liz’in; demek ki yaklaşık 14.5 yıl boyunca sabahları birlikte 3-5 km yürüdük. Yazları Foça’da hersabah güneş doğarken 5-7 km yürüdük. Sonradan bize katılan yazlık komşularımızla 50 kişiye kadar varan grubumuzun maskotu oldu. Yaz tatillerine göre farklı aylarda tatile gelenlerle grup elemanlarımız değişiyordu ama biz hep vardık Liz’le!

Liz ile halen üyesi olduğum İdadik ve misafir olarak katıldığım Zirve Dağcılık klübü ile etkinliklerimiz oldu. En çok da Petkim’den arkadaşlarımızla oluşturduğumuz PetkimTrek grubunda birkaç etkinliğe katılmıştı. Yani İzmir’de zirveleri vardır!

Liz’i kuru mama ile beslemedim ve hep yemeğini yaptım. Köpekler de insanlar gibi protein, karbonhidrat, yağ ve vitaminlere ihtiyaç duyarlar. Ancak biraz daha fazla yağlı menüler hazırlamak gerekir: Bir düdüklü tencereye (1) etli kemikler, tavuk parçaları veya ciğer koyacaksın. (2) Kuru soğan ve çeşitli sebzeler (patates, biber, havuç, pırasa, kereviz, lahana, vb ne bulursan) doğrayacaksın. (3) Bolca ayçiçek yağı veya diğer yağlardan koyup pişireceksin. Servis ederken porsiyon içine ekmek doğrayacaksın. Öyle güzel kokar ki, insanın yiyesi gelir!

…..

Bir gün İzmir’e gideceğiz, Liz’in yemeğini ısıttım ve içine ekmek doğradım. Biraz soğusun diye balkon altına bıraktım. Evden çıkmadan önce verip gideriz diye hesaplamışken, hayvanın yemeğini vermeyi unutmuşuz.

Akşam döndüğümüzde Liz her zamanki gibi kapıda bizi bekliyordu. Ancak bahçede bize herzamankinden biraz fazla ilgi gösterdiğini farkettim. Hatta benden birşey istiyormuş gibi geldi. Sonra bahçe katındaki balkon altına girdiğimde Liz’in soğusun diye bıraktığım yemeğini gördüm ve yemeğini vermeden evden ayrıldığımızı farkettim. Baktım, yemeğe hiç dokunulmamış. Balkon altına Liz’in girmesi yasak, bu nedenle kapısı açık olduğu halde yemeği yememiş. Daha ilginç yanı, yerdeki ayak izlerine göre yasak olan bu bölgeye girmiş, ama yemeğe dokunmamış. Zira ayak izleri kapıdan yemeğin bulunduğu tabureye kadar geliyor. Yemeğini vermediğim için yiyememiş ve bizim dönmemizi beklemiş!

Bu kadar terbiyeli oluşuna hem çok şaşırdım, hem de hayran oldum. Ne yalan söyliyeyim, böyle bir hikayeyi bana anlatan olsaydı içimden biraz şüpheyle karşılardım!

…..

Villakent’teki evimizin dış sıva onarım ve yenileme işleri için bir usta ile(Veysel Usta) anlaşmıştık; bizim evde olmadığımız bir zamanda çalışacaktı. Antalya’ya bir gezi planladık ve Usta ile anlaştık: Eve yaklaştıklarında komşumuz Taner Liz’i, o sırada işte olan kapı komşumuz Oya-Mehmet Boranların bahçesine götürecek.

Biz Antalya’da gezi programına başlamışken, bir sabah Veysel Usta’dan telefon geldi, Liz’in bahçede olduğunu ve kapıya yaklaşan elemanlara saldırdığından doğal olarak bahçeye giremediklerini söyledi. Usta’dan özür diledim ve hemen Taner’i arayarak Liz’i komşu bahçeye bırakmasını rica ettim.

Ertesi gün biz Antalya’da geziye devam ederken, birden aklıma geldi ki, Liz’in yan bahçeye alınmasını organize etmeyi gene unuttuğumu hatırladım. Hemen Veysel Usta’yı arayarak ne yaptıklarını sordum. Veysel Usta dedi ki: Biz sabah kapıya yaklaştığımızda, bu defa Liz bize havlamadı. Sonra ben kapıyı açtım ve Liz kendisi komşunun bahçe kapısına yöneldi. Bütün gün yan bahçeden bizi izledi, ama hiç havlamadı. Tabi çok memnun oldum sorun çıkmadığına, ama ayni zamanda Liz’in bu akıllı tavrına da hayran oldum doğrusu: Olayı kavramış ve ustaların sadece çalışmak için bahçeye girmek istediklerini çakmış!

 

Devam edecek..

 
 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *