Ayhan Yörük aile dostumuz bir süredir “Aman Ormancı” türküsünün evsahipliğini yapan ünlü Belen Kahvesi’ne yapılacak bir geziye katılmak istiyormuş. Nihayet Zirve Dağcılık Söke Şubesi’nin organize ettiği sezon açılış yürüyüşü ile bu imkan doğunca, Ayşen’le bizi de davet etti. Pazar sabahı saat 7’de Söke’den kalkacak otobüslere katılmak için, Ayhan’ın yeni otomobili Fiat Linea ile Foça Çanak Sitesi’ndeki evimizden sabaha karşı 4:30’da yola koyulduk.

Rahat bir yolculuktan sonra Söke’ye vardığımızda Gurubun lideri Faysal Yeşilyağcı bizi karşıladı. Söke Garajı’ndan kalkan 4 otobüs doğa yürüyüşçüsü ile Muğla Yatağan ilçesine bağlı Bozüyük köyüne gittik. Çoğunluğu yeni başlayanlardan oluşan guruba hitap eden Etkinlik Rehberi, zorluk derecesi düşük bir patikada yaklaşık 10 km uzunluğunda bir yürüyüş yapılacağını söyledi. Köyün Pınarbaşı bölgesindeki, bazı masaları dere içine yerleştirilmiş bir kır lokantası önünden etkinlik başladığında saat 10:15 olmuştu.

Şimdilerde Türkiye televizyonlarından birinde yayınlanan ünlü bir TV dizisine evsahipliği yapan Bozüyük Köyü’nü Pınarbaşı’ndan itibaren minik molalar vererek boydan boya geçtik. Daha sonra toprak yoldan güneye doğru köyü terkedip hafif yükselerek doğa yürüyüşüne geçtik.

Güneşli sıcak bir gün; rüzgar da olmayınca biraz bunaltıcı oldu. Çevredeki ormanlıkların serinliğinden ve gölgesinden uzakta yavaş bir tempo ile yürüyüşü sürdürerek saat 13 civarında şimdiki ismi Çaybükü olan Gevenes köyüne ulaştık.

Köyün girişindeki köprü, şimdilerde lokanta olan değirmen gibi turistik noktaları ziyaret ettikten sonra ünlü Belen kahvesine kadar yürüdük. Belen Kahvesi birçok ziyaretçisini rahatlıkla ağılayacak şekilde düzenlenmiş. Kahvede birşeyler atıştırıp çayımızı ayranımızı içtikten ve bal, nar ekşisi, tarhana gibi birkaç yerel ürün satınaldıktan sonra araçlarımıza binip Gökova Körfezi’ne doğru yola koyulduk.
Bugünkü etkinliğin yürüyüşten sonraki programı Akyaka’daki Gökova Körfesi azmak bölgesinde günü bitirmekti. Biz serbest bırakılan gurubun tekne turu yapanlarına katıldık. Azmaktaki tertemiz kaynak suları büyük bir hızla denize doğru akarken, bindiğimiz tekne azmak başındaki kaynak noktasına kadar yolaldı. Buradaki kısa molada isteyenlerin suya girmesi izlendi. Bu arada ben de bunu denedim; buz gibi sularda sadece birkaç dakika yüzmek bile çok ayrıcalıklı bir deneyim: Yüzerken vücudunuzun her noktasına buz iğneler batıyor gibi oluyor!

Akyaka’da Mimar Nail Çakırhan’ın damgasını vurduğu güzel yapılaşmanın yarattığı turizmin canlılığı göz kamaştırıcıydı doğrusu. Yerli ve yabancı turistlerin kalabalığında kaybolan bizim gurubun elemanları, ayrılma zamanına doğru tatilcileri geride bırakıp otobüslerimizin bulunduğu yerleşim dışında toplaştı. Sonrası otobüs yolculuğu ile Söke’ye ulaştık.

Söke Zirve dağcılarıyla vedalaştıktan sonra otomobilimize yerleşip İzmir’e doğru yola koyulduk. Bu güzel günü Ortaklar’daki Kasap Ahmet’in lokantasındaki çöp şiş ziyafeti ile sonlandırdık. Dağcılık, Belen Kahvesi, tekne turu ve çöp şiş ziyafeti ile dopdolu bu güzel günü bize yaşatan Ayhan Yörük’e teşekkür ederim.

Bu güzel gün boyunca sadece doğa yürüyüşü sırasında çektiğim fotoğraflardan hazırladığım albümü aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.

Not:Doğa Yürüyüşü ve yürüyüş dışındaki diğer etkinlikleri de tüm detaylarıyla içeren enfes yazı ve fotoğraflar için Ayhan Yörük Dostumuzun web sayfasını ziyaret etmenizi öneriyorum: http://www.ayhanyoruk.blogspot.com.tr/2014/09/belen-kahvesi-mugla.html

Not: Aşağıdaki fotoğrafları, herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.