31 MART 2024 MAHALİ SEÇİMLERİNDE VİLLAKENT MAHALLESİNDE BİR STK FALSOSU (1 May 2024)

Öncelikle yazayım STK’lar bir demokrasinin en önemli unsurlarıdır. Zira oy kaygıları yoktur, sadece toplum yararına çalışırlar. Ancak şu şartla, yeter ki yöneticileri iyi niyetli ve liyakatli olsunlar.

STK olgusunun bu niteliğinin altını çizdikten sonra mahallemizin biricik STK’sı Villakent Elele’ye geliyorum. Dernek üye sayısı Villakent seçmen sayısının yüzde onunun altına düşmüştür(%8.2). Bunun temel nedeni, Dernek yönetiminin, özellikle pandemiden sonra mahallemizde yerleşim hızla artarken, dernek üye sayısını ayni hızla artıramamış olmasıdır. Geçmişinde yönetiminde çalışan ve son olarak denetim kurulu başkanı diye nitelendirilen birisi olarak kuruluşun geçmişini ve şimdiki durumunu mukayese edebiliyorum. Kanımca üye sayısını Villekent’teki ikamet hızına paralel olarak artıramayınca yönetimlerde kayda değer kan değişimleri olmalıydı. Bunun için inandırıcı bir istekle yönetim basamaklarında yeni insanların devralamsına çalışılmalı ve üyelerin fikirlerini almak üzere iletişim kanallarını kapatmak yerine iyice açmak gerekirdi. Bunu değiştirmek için birkaç girişimim olduğunda çok hızlı bir şekilde dışlandım. Bu yapıyı değiştiremeyeceğimi de anlayınca yönetimden istifa ettim.

İstifa nedenimi çok kısa olarak açıklamak gerekirse iki unsur var: Birincisi Dernek kendi üyelerine dahi yegane sosyal medyasında söz hakkı vermiyor. Sadece kendi duyurularını aktarmak istiyor. Yani hiçbir şekilde üyeleri kaale almıyor. İkincisi de mahallemizdeki muhtarlık seçimlerinde bir adayı desteklediklerini içeride açıkça ifade ederken, mahalleye bütün adaylara eşit uzaklıkta olduklarını, yani tarafsız olduklarını söylüyordu. Ben dernek yönetiminin bu iki yüzlü politika yapısı içinde olmak istemedim. Kaldı ki bu özel dernek, mahalle yararına olduğuna inanıyorsa kendi seçimini mahalleye duyurması daha iyi değil mi? Hatta görevi bile diyebilirim ve bu çok da etik olurdu.

Ben Dernek yönetiminden istifa edip ayrıldıktan bir süre sonra, Derneğin vargücüyle aleyhine çalıştığı Ayça Işık, kurmakta olduğu takımının son azası olmamı teklif etti. Kabul ettim ve Propaganda döneminde elimden geldiğince çalıştım. Diğer muhtar adayları, hadi doğal olarak diyeyim, aleyhte çabalarken, Ayça Işık karşısında çalışan yapının içinde Dernek de vardı.

Seçimler oldukça heyecanlı geçti. Sonunda Villakent tercihini belirledi ve Ayça Işık Muhtar oldu. Bundan sonra artık herkesin normalleşmesi gerekir. Ama Villakent Elele derneği yönetimi için bu böyle olmadı. Bunu bir iftira olarak görmeyin, çünkü belgesini sunacağım: 31 Mart 2024 seçiminden sonra 2 Nisan’da Villakent Elele derneği yönetimi resmi bir yazı yayınladı. Yazının metnini resim olarak veriyorum.

Burada dernek yönetiminin seçimden sonra tarafsız bir anlayış taşımadığını gösteren iki husus var. Bunlardan birisi önemli, diğeri çok önemli değil. Önce çok önemli olmayandan bahsedeyim. Bu yazıda gördüğünüz gibi Villakent‘in seçtiği muhtarın azaları tebrik edilmiyor. Aksine seçimi kazanamamış muhtar adayları ve azalarının “güzel bir mücadele örneği verdikleri” ifade edilerek, dolaylı olarak seçimi kazanmış muhtar ve azalarının ‘güzel bir mücadele örneği vermediği’ ima ediliyor. Kem söz sahibini bağlar; herhangi bir yorum yapmaya gerek yok.

Gelelim önemli olana. Sivil toplum kuruluşlarının önemini yazmıştım; varlıkları demokrasinin çok değerli unsurlarıdır. Mahallemizdeki seçimler de demokratik bir sürecin parçasıdır. Sonuçta mahallemiz kararını sandıkta göstermiştir. Yani muhtar adayları koşu atleti gibi yarışmamış, Villakent demokratik seçimle iradesini belirlemiştir. Yarış değil, Seçim yapılmıştır. Yukarıdaki yazıda ise, Ayça Işık’ın seçimi kazanması bir koşu yarışmasını hasbelkader kazanmış gibi küçümsererek ifade edilmektedir. Oysa seçimde demokratik ortamda halkın kararı belirlenmiştir. Bu kıymetli olgu küçümsenmektedir. Bu da derneğin hala tarafsız olmadığını, aynı zamanda demokrasiyi içselleştiremediğini göstermektedir.

Görüşlerim böyledir. Tarihe kayıt düşmüş olmak için Facebook özel sayfamda paylaşıyorum.

YORUMUM: Kendi üyelerine dahi görüş bildirme ortamını yasaklayan bu STK yönetiminden demokrasiye saygı beklememekle birlikte, “Bize sosyal medyayı açmayın, çok yorum oluyor” diyen üyelerinin bilinçsizliğinden yararlanarak, şahsi ve keyfi hırslarını bu kadar açık etmezler diye bekliyordum.

——

Rev:0

VİLLAKENT’TE BİR STK FİYASKOSU

Öncelikle yazayım STK’lar bir demokrasinin en önemli unsurlarıdır. Zira oy kaygıları yoktur, sadece toplum yararına çalışırlar. Ancak bir şartla, yeter ki yöneticileri iyi niyetli, liyakatli ve ahlaklı olsunlar.

STK olgusunun bu niteliğinin altını çizdikten sonra mahallemizin biricik ve minicik STK’sı Villakent Elele’ye geliyorum; minicik çünkü üye sayısı Villakent seçmen sayısının yüzde onunun altına düşmüştür(%8.2). Geçmişinde yönetiminde çalışan ve son olarak denetim kurulu başkanı diye nitelendirilen birisi olarak kuruluşun geçmişini ve şimdiki durumunu mukayese edebiliyorum. Kanımca son zamanlarda, illa da baş olmak isteği nedeniyle, kuruluşun yönetimi yozlaşmıştır. Bunu değiştirmek için birkaç girişimim olduğunda çok hızlı bir şekilde dışlandım. Bu yapıyı değiştiremeyeceğimi de anlayınca yönetimden

istifa ettim.

İstifa nedenimi çok kısa olarak açıklamak gerekirse iki unsur var: Birincisi Dernek kendi üyelerine dahi yegane sosyal medyasında söz hakkı vermiyor. Sadece kendi duyurularını aktarmak istiyor. Yani hiçbir şekilde üyeleri kaale almıyor. İkincisi de mahallemizdeki muhtarlık seçimlerinde bir adayı desteklediklerini içeride açıkça ifade ederken, mahalleye bütün adaylara eşit uzaklıkta olduklarını, yani tarafsız olduklarını söylüyordu. Ben dernek yönetiminin bu iki yüzlü politika yapısı içinde olmak istemedim. Kaldı ki bu özel dernek, mahalle yararına olduğuna inanıyorsa kendi seçimini mahalleye duyurması daha iyi değil mi? Hatta görevi bile diyebilirim ve bu çok da etik olurdu.

Ben Dernek yönetiminden istifa edip ayrıldıktan bir süre sonra,  Derneğin vargücüyle aleyhine çalıştığı Ayça Işık, kurmakta olduğu takımının son azası olmamı teklif etti. Kabul ettim ve Propaganda döneminde elimden geldiğince çalıştım. Diğer muhtar adayları, hadi doğal olarak diyeyim, aleyhte çabalarken, her türlü belden aşağı vurmaya çalışan yapının içinde Dernek de vardı.

Seçimler oldukça heyecanlı geçti. Sonunda Villakent tercihini belirledi ve Ayça Işık Muhtar oldu. Bundan sonra artık herkesin normalleşmesi gerekir. Ama Villakent Elele derneği yönetimi için bu böyle olmadı. Bunu bir iftira olarak görmeyin, çünkü belgesini sunacağım: 31 Mart 2024 seçiminden sonra 2 Nisan’da Villakent Elele derneği yönetimi resmi bir yazı yayınladı. Yazının metnini resim olarak veriyorum.

Burada dernek yönetiminin seçimden sonra dahi kötü niyet taşıdığını gösteren iki husus var. Bunlardan birisi önemli, diğeri çok önemli değil. Önce çok önemli olmayandan bahsedeyim. Bu yazıda gördüğünüz gibi Villakent‘in seçtiği muhtarın azaları tebrik edilmiyor. Aksine seçimi kazanamamış muhtarların ve azalarının “güzel bir mücadele örneği verdikleri” ifade edilerek, dolaylı olarak seçimi kazanmış muhtar ve azalarının ‘güzel bir mücadele örneği vermediği’ ima ediliyor. Kem söz sahibini bağlar; herhangi bir yorum yapmaya gerek yok.

Gelelim önemli olana. Sivil toplum kuruluşlarının önemini yazmıştım; varlıkları demokrasinin çok değerli unsurlarıdır. Mahallemizdeki seçimler de demokratik bir sürecin parçasıdır. Sonuçta mahallemiz kararını sandıkta göstermiştir. Yani muhtar adayları tavşan atlet gibi yarışmamış, Villakent demokratik seçimle iradesini belirlemiştir. Yarış değil, seçim yapılmıştır. Yukarıdaki yazıda ise, Ayça Işık’ın seçimi kazanması bir koşu yarışmasını hasbelkader kazanmış gibi küçümsererek ifade edilmektedir. Oysa seçimde demokratik ortamda halkın kararı belirlenmiştir. Bu kıymetli olgu küçümsenmektedir. Bu da derneğin kötü niyetli olduğu gibi aynı zamanda liyakatsız yönetildiğini göstermektedir.

Görüşlerim böyledir. Tarihe kayıt düşmüş olmak için Facebook özel sayfamda paylaşıyorum.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *