Zafer Gürhan rehberliğinde PetkimTrek’li 9 arkadaş Beşpınar’dan başlayarak Spil Dağı Çırpıcı Dede, nam-ı diğer Yuvarlak Tepe, zirvesine çıktıktan sonra Ayvacık köyüne geçtik. Devamında Sülüklü Göl ve Yarıkkaya mevkiinde, Manisa-Turgutlu yolunda etkinliği bitirdik. Toplam 7 saatte 16.9 km yol alıp 602 metre tırmandık ve 1537 metre iniş yaptık. Böylece, bir zirve etkinliği şeklinde başlayan yürüyüşümüz bir iniş etkinliğine dönüştü!Bugünkü hava tahminleri parçalı bulutlu gösteriyordu. Ancak Beşpınar çıkışındaki çeşmeyi geçtikten sonra araçtan indiğimizde, ince ince kar yağıyordu. Saat 9:45 olmuştu ve hava da oldukça soğuktu. Bu nedenle çabucak hazırlanıp hemen yürüyüşe başladık.Dağa doğru vadideki toprak yoldan yükselirken bizden önce yürüyüşe başlayan bir başka grubu önümüzde görebiliyorduk. Sonrasında biz toprak yoldan çıkıp patikaya girince, onları bir daha görmedik.Yükseldikçe Beşpınar köyünün çevresindeki güzel doğayı daha iyi görebiliyorduk. Bir süre sonra önümüzdeki sisler ve bulutlar köyün manzarasını kapatırken, biz de yavaş yavaş karla kaplanmaya başlayan zeminde, sola doğru yükselmeyi sürdürdük.Henüz taşları örtmeyen kar içinde mor ve sarı çiğdemler gördük. Çevredeki seyrek bodur ardıç ve çamlar üzerinde kar birikmeye başladı. Yukarılarda rüzgâr şiddetlendi ve sisten çevre görünmez oldu.Nispeten yavaş bir tempoyla en yukarılara ulaşıp Çırpıcı Dede noktasında(1448 mt) zirveye vardık. Şu anda sisten gözükmeyen 1517 mt yüksekliğindeki Spil Gözetleme Kulesi zirvesi dikkate alınırsa, Yuvarlak Tepe de hatırı sayılır bir rakımdadır diye kabul edilebilir.Zirvede birkaç fotoğraf çektikten sonra rotamızda devam etmek üzere dağın kuzey tarafına doğru inişe başladık. Doğal olarak dağın bu yüzünde kar çok daha fazla. Bu nedenle bir patika göremediğimizden dimdik aşağı doğru inişe geçtik.Zemin oldukça yumuşak; kar ve çamurdan dolayı kayma riski oldukça fazla. Çok dikkat ettiğim halde birkaç defa kayıp üstümü başımı çamurladım!Rehberin hızıyla önde inenlere kıyasla benim tempom daha yavaş olduğundan, iniş biraz uzun sürdü. Aşağılara doğru azalan kar örtüsü, iniş bittikten sonraki düzlükte artık kalmamıştı. Bundan sonra yemyeşil çimen zeminde ve daha az eğimde keyifle yürüyerek Ayvacık köyüne yakın bir yerde öğle molası verdik.

Moladan sonra tekrar yürümeye başladığımızda çabucak Ayvacık köyüne geldik. Bu küçük yerleşimde oyalanmadan etkinliği sürdürdük. Henüz etrafta çok çiçek yok ama baharın yeşilliği çok güzel hissediliyor. Derelerden şırıl şırıl su sesleri duyuluyor. Hernedense bu etkinlikte çok kuş sesi duymadığımı söyleyebilirim!

Tepelerin vadilerin arasından varacağımız yerler oldukça uzakta görünüyordu. Bu nedenle hiç mola vermeden belli bir tempoyla devam ettik. Sülüklü Göl’e varmadan önce bir çok meyve bahçesinin kenarından yürüdük. Doğal olarak ağaçlar henüz çiçek açmamışlar, ama yakın zamanda burada çok muhteşem çiçekli meyve bahçeleri olacağını biliyoruz.Sülüklü Göl manzarası önünde hep birlikte hatıra fotoğrafları çektikten sonra yürüyüşe devam ettik. Ağaçlık bölgeleri geçip dağa doğru ilerledikten sonra patika için bazı belirsizlikler oldu. Rehbere karışan çok olunca neticede Yarıkkaya tarafı yerine, başka bir rotaya saptığımızı anladık. Güneydoğuya doğru bir kavis çizerek Yarıkkaya’dan sadece 600 mt uzakta yola ulaştık.Bu uzun iniş yürüyüşünden sonra, kendi adıma konuşmam gerekirse çok yorulduğumu hissettim. Ancak, etkinliği kazasız problemsiz bitirmek çok büyük keyifti. Paçaları çamurlu kıyafetlerimizi değiştirirken aracımız da bizi almak üzere geldi.Bu güzel etkinlikte çektiğim fotoğraflardan ve arkadaşların medyada paylaştığı fotoğraflardan seçtiklerimden hazırladığım albümü aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.

Not: Aşağıdaki fotoğrafları herhangi birine tıklayıp, açılan penceredeki veya klavyeniz üzerindeki ok işaretleri yönünde izleyebilirsiniz.